Müminlere yatağa girdiklerinde huzur içinde uyumaları için Allah’a sığınmalarını tavsiye eden Hz. Peygamber’in (sav)60 bunun dışında çeşitli zaman ve mekânlarda ağzından eksik etmediği sığınma duaları vardı. O (sav), evinden çıkarken dışarıda yaşayabileceği olumsuzluklara karşı şöyle dua ederdi: “Bismillâh! Allah’ım! Ayağımın kaymasından veya kaydırılmasından, sapmaktan veya saptırmaktan, haksızlık etmekten veya haksızlığa uğramaktan, kaba/cahilce davranmaktan ya da davranılmaktan sana sığınırım.” 61
Yolculukta karşılaşabileceği her türlü sıkıntıdan daima Allah’a sığınan62 Sevgili Peygamberimizin, yolculuğa çıkmadan önce dudaklarının arasından şu cümleler dökülürdü: “Allah’ım! Yolculuğun yorgunluk ve sıkıntılarından, yoldan kötü bir şekilde dönmekten, iyi hallerden kötü hallere düşmekten, mazlumun bedduasından, mala ve aileye gelecek kötülüklerden sana sığınırım.” 63
Bir yerde konakladığında ise Allah’a şöyle sığınırdı: “Allah’ım! İhtiyarlıktan, kederden, âcizlikten, tembellikten, cimrilikten, korkaklıktan, borç sıkıntısından ve güç sahibi olan kişilerin haksızlığına uğramaktan sana sığınırım.” 64 Tuvalete giderken de “Görünen ve görünmeyen pisliklerden Allah’a sığınırım.” derdi.65
Allah’a dayanma, O’nun yardımına güvenme ve O’nun sonsuz iradesine sığınma Resûl-i Ekrem’in (sav) hayatını öyle kuşatmıştı ki son demlerinde en çok okuduğu duada da Yüce Allah’ın merhametine sığınma vardı. Sağlığında, “Allah’ım! Ölüm anında şeytanın gelip beni aldatmasından sana sığınırım.” 66 buyuran Nebî (sav), sevgili eşi Hz. Âişe’nin naklettiğine göre vefat etmeden önce sık sık şöyle dua etmişti: “Allah’ım! Yaptığım ve yapabileceğim şeylerin şerrinden sana sığınırım. ”67
Müminlere son derece düşkün olan Hz. Peygamber, onlara abdesti, namazı öğrettiği gibi Allah’a kulluğun bir başka tezahürü olan istiâzeyi de öğretiyordu. Hadislerden anladığımıza göre, Yüce Yaratıcı’ya sığınmayı ifade eden dualar da Müslümanlar arasında diğer ibadetler gibi öğrenilen ve öğretilen şeylerdi. Nitekim Hz. Peygamber’in vefatından sonra Kûfe’ye yerleşen Yemen asıllı sahâbî Şekel b. Humeyd, Resûlullah’ın yanına gelerek “Ey Allah’ın Resûlü! Bana bir dua öğret.” demişti. Efendimiz (sav) onun elinden tutarak şu kısa ama kapsamlı duayı yapmasını ve ezberlemesini68 istemişti: “De ki, Allah’ım! Kulağımın şerrinden, gözümün şerrinden, dilimin şerrinden, kalbimin şerrinden ve şehvetimin şerrinden sana sığınırım.’ ”69 Şekel, bu duayı ezberlediğini ve sürekli okuduğunu söylemiştir.70 Yine Medineli sahâbî Zeyd b. Erkam (ra), kendilerine Resûlullah’ın (sav) öğrettiği şu istiâzeyi çevresindekilere de öğretmişti: “Allah’ım! Acizlikten, tembellikten