عَنْ أُبَيِّ بْنِ كَعْبٍ أَنَّ الْمُشْرِكِينَ قَالُوا لِلنَّبِيّ (صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمْ) :
يَا مُحَمَّدُ انْسُبْ لَنَا رَبَّكَ. فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى “قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ اللَّهُ الصَّمَدُ لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا أَحَدٌ.”
Übey b. Kâ"b"ın naklettiğine göre; müşrikler Hz. Peygamber"e (sav), “Yâ Muhammed! Rabbini bize tanıt.” dediler. Bunun üzerine Allah Tebâreke ve Teâlâ İhlâs sûresini indirdi:
“De ki, O Allah tektir, Allah Samed"dir. (O hiçbir şeye muhtaç değildir ama bütün varlıklar O"na muhtaçtır.) O, doğurmamış ve doğmamıştır. Hiçbir şey O"na denk değildir.”
(HM21538 İbn Hanbel, V, 133)