nasıl davranması gerektiğine işarette bulunuyor ve âdeta diyor ki “Siz de cömert olun; verebileceğinizin en iyisini en güzel şekilde verin. ” İşte mutlak iyiliğin ölçüsü budur: “Çok sevdiğiniz mallarınızdan infakta bulunmadıkça asla iyiye ulaşamazsınız. ”25
Bu yüzden mutlak iyiyi tanıtırken Resûl-i Ekrem Cenâb-ı Hakk"ın bizden beklentisine de işaret ediyor: “Muhakkak ki Allah güzeldir, güzelliği sever...” 26 Bir başka sözünde de buna ilâveten, “Allah temizdir, temizliği sever; kerem sahibidir; keremi sever; cömerttir, cömertliği sever.” 27 buyuruyor. “Allah Refîk"tir; nezaketi, yumuşaklığı, kolaylığı, lütuf ve ihsanı, şefkat ve merhameti sever. Kaba saba bir tavır karşısında esirgediğini, nezaket ve yumuşaklık karşısında bol bol ihsan eder.” 28 Sevgili Peygamberimiz, Allah"ın sıfatlarını sıralarken bizlere şöyle bir mesaj vermektedir: Öyleyse siz de kendi aranızda, gücünüz el verdiğince yumuşak huylu olun; ilişkilerinizde karşılıklı nezaketi ve yumuşaklığı, sevgi ve saygıyı elden bırakmayın. O"ndan isterken de neyi, nasıl isteyeceğinizi bilin ki, isteğinize vâsıl olabilesiniz.
Öyleyse bu bilinç, ibadetlerinden diğer insanlarla olan ilişkilerine kadar kulun bütün hayatını kuşatıyor. Nitekim Allah"a en yakın bulunduğumuz anlar olan ibadetler esnasında, belki farkında olmadan, O"nun isimlerini teneffüs ediyoruz: “Selâm (Esenlik veren), bizzat Allah"ın kendisidir. Onun için namazda oturduğunuz vakit Tahiyyât"ı okuyun. Tahiyyât"ın sonundaki "Selâm bize ve Allah"ın salih kullarına olsun." kısmını okuduğunuzda yerde ve gökte bulunan bütün varlıkları selâmlamış olursunuz...” 29 Demek ki insan, her gün namazlarında defalarca okuduğu Tahiyyât sayesinde hem esenlik veren Selâm"ı, hem de bütün yaratılmışları selâmlamış oluyor.
İnsanî ilişkilerimizin derinliğinde de Rabbimizin izlerine rastlıyoruz. Nitekim O, can bağımız, kan bağımız olan akrabalarımızın haklarına riayet konusunda da bize ışık oluyor ve bir başka ismine işaretle Resûlullah"ın dilinden bir kudsî hadiste şöyle buyuruyor: “Ben Rahmân"ım, akrabalık bağları ise rahim adını taşır. Ona kendi isimlerimden birini verdim. Kim bu bağlara riayet edip gereğini yaparsa, ben de o kişiyle aramdaki bağlara riayet ederim. Kim de bu bağları koparırsa, ben de onunla olan bağımı koparırım.” 30 Sonsuz Hikmet Sahibi"nin isimlerinden birinin tecelligâhı olması da gösteriyor ki, en yakınımızdan başlamak üzere toplumun tamamına karşı yerine getirmemiz gereken vazifelerimizde de ilâhî bir boyut saklı duruyor.
Şu hâlde hiç ummadığımız, aklımızdan geçirmediğimiz yerde ve zamanda O bizimledir. Gerçekten görmek için bakarsak, her güzelin, her