Onlarca sahâbînin yerleşmesiyle birlikte Şam, erken dönemde İslâm"ın ilim merkezlerinden biri hâline gelmişti. Ashâbın Allah Resûlü"nden öğrendikleri bilgileri edinmeye hevesli ilim talipleri, uzak yakın demeden bu bölgeye yolculuk etmeye başlamıştı. Âdeta bir ilim seferberliği ilân edilmiş, ilim uğruna, sınırları hayli genişlemiş olan İslâm coğrafyasının doğusundan batısına seyahatler yapılmaya başlanmıştı.1 Nice hadis âlimi yetiştirmiş, Şamlı büyük hadis hafızı Ebû Müshir,2 Dımaşk"a yerleşen sahâbîler içinde Ebu"d-Derdâ"yı da saymıştı. Peygamberimizin “ümmetimin hakîmi” dediği, Hz. Ömer"in de, halifeliği döneminde Dımaşk"a kadı olarak görevlendirdiği bilge sahâbî Ebu"d-Derdâ, Dımaşk"ta yaşamış ve orada vefat etmişti.3
Tâbiînden Kays b. Kesîr"in anlattığına göre, bir adam Medine"den yola çıkarak Dımaşk"a Ebu"d-Derdâ"yı görmeye gelir. Ebu"d-Derdâ, “Kardeşim, seni buraya getiren nedir?” diye sorar. Adam, “Senin Resûlullah"tan (sav) naklettiğini öğrendiğim bir hadis.” diye cevap verir. Ebu"d-Derdâ, “Sahi başka bir ihtiyaç için gelmedin mi?” der. Adam, “Hayır” der. Ebu"d-Derdâ, “Ticaret için de mi gelmedin?” deyince adam, “Hayır, sadece o hadisi senden öğrenmek için geldim.” der. Bunun üzerine Ebu"d-Derdâ, “Evet” der, “Resûlullah"ın şöyle dediğini işittim: “Kim ilim için yola çıkarsa Allah ona cennete giden yolu kolaylaştırır. Melekler, hoşnutluklarından dolayı ilim talebesine kanatlarını serer. Sudaki balıklara varıncaya kadar yer ve gök ehli âlim kişinin bağışlanması için Allah"a yakarır. Âlimin, âbide (ibadet edene) üstünlüğü, (parlaklık, görünürlük ve güzellik bakımından) ayın diğer yıldızlara olan üstünlüğü gibidir. Kuşkusuz âlimler peygamberlerin vârisleridir. Peygamberler miras olarak ne altın ne de gümüş bırakmışlardır; onların bıraktıkları yegâne miras ilimdir. Dolayısıyla kim onu alırsa büyük bir pay almış olur. ”4
İnsan için uğrunda yorulmaya, sıkıntı çekmeye değer en hayırlı gaye, bilgidir. Bilgi yoluna adanmak, bilgi uğrunda ortaya konulan iradî bir tavra işaret etmekte olup, gönüllü girilen bu yolda, gerekirse pek çok dünyevî zevk ve menfaatten mahrum kalmayı, çile ve zorluklara göğüs germeyi gerektirmektedir. Bu bağlamda, sadece dinî bilgiye ulaştıran değil,