Kerîm"de başkalarına iyiliği telkin edip de kendileri unutanlar eleştirilmiş ve akıllarını kullanmaya davet edilmişlerdir.8 Allah Resûlü, bilgisini başkalarına aktaran ama kendisini bundan mahrum bırakan kişileri, "etrafını aydınlattığı hâlde kendisini yakan kandil" e benzetmiştir.9
Topluma öncülük etmek, insanları doğruya ve güzele sevk etmek, bilgi sahibi kişilerin temel sorumluluğudur. Onlar bu özellikleri sayesinde peygamberlerin vârisleri konumunu elde ederler.10 Muâz b. Cebel ile Peygamberimiz arasında geçen şu konuşma, ilim adamlarının toplum içindeki rollerine ve sorumluluklarına dikkat çekmektedir: Genç sahâbî Muâz der ki: “Resûlullah tavaf yaparken ona yanaştım ve “İnsanların hangisi en şerlidir?” diye sordum. “Allah"ım (bizi) affet! (Muâz!) sen şerden değil, hayırdan sor. İnsanların en şerlileri en şerli âlimler, en hayırlıları da en hayırlı âlimlerdir.” buyurdu.11
Şerli yani kötü niyet ve davranışlara sahip olmakla bilgili olmak arasındaki bu garip çelişki, bilginin toplumu yönlendirmedeki etkisine işaret etmektedir. İlim adamı, peygamberlerin yolundan giderek bilgisinin gücüyle insanları doğru ve güzele teşvik edip onların en hayırlısı konumuna yükselebileceği gibi, yanlış yollara özendirip topluma en büyük kötülüğü de yapabilir. İşte bu ikinci tip bilgi adamı, topluma herhangi bir kötü insandan kat kat daha fazla zarar verebilmektedir. İlim sahibi kimselerin sadece kasıtlı ya da sorumsuz davranışları değil, farkında olmadan yaptıkları hatalar bile toplumsal çürüme ve yozlaşmaya sebep olabilir. Nitekim Hz. Peygamber, “âlimlerin ayak sürçmesi”ni vefatından sonra ümmeti için endişe ettiği en tehlikeli durumlardan biri olarak zikretmiştir.12
Bilgiyi gizlemek ve insanlardan esirgemek ilim adamının gösterebileceği en büyük sorumsuzluklardan biridir. Hata ihtimaline rağmen bilgi üretmek, bilgiyi paylaşmak, aktarmak ve yaymak âlimin geri duramayacağı bir iştir. Kur"an"a göre de bozgunculuğun yayılmasında, görevlerini hakkıyla yerine getiren ilim ve irfan sahibi, hayırlı ve faziletli kimselerin azlığının13 yanı sıra, bildikleri hâlde insanları haram yemekten ve günah işlemekten alıkoymayan bilgin din adamlarının14 umursamaz ve sorumsuz tavırları önemli rol oynamaktadır. Peygamberimizi ziyarete gelen bir heyet içinde bulunan Talk b. Ali"nin bu esnada işittiği15 ve Ebû Hüreyre, Enes b. Mâlik, Ebû Saîd el-Hudrî, Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Mes"ûd, Abdullah b. Amr gibi önde gelen sahâbîlerin ve Atâ" b. Ebû Rebâh, Nâfi", el-Esved ve Saîd b. Cübeyr gibi tâbiûn neslinden âlimlerin naklettiği bir