Abdullah b. ed-Deylemî aracılığıyla, Abdullah b. Amr"ın, Resûlullah"tan (sav) şöyle işittiği nakledilmektedir: “Yüce Allah mahlûkatını karanlık içerisinde yaratır ve nurunu onlar üzerine yayar. O nur kime isabet ederse hidayeti bulur. İsabet etmediği kimseler ise şaşar.” Abdullah b. Amr, “İşte bunun için "Allah"ın ilmi üzere kalem kurudu." (Her şey Allah"ın ezelî bilgisiyle gerçekleşti.) diyorum.” demiştir.
(T2642 Tirmizî, Îmân, 18; HM6644 İbn Hanbel, II, 176)
***
Câbir"den nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) insanlara hitap ederken önce lâyık-ı vechile Allah"a hamd ve senâ eder, sonra da “Bir kimseye Allah hidayet verirse artık onu saptıracak yoktur; Allah"ın saptırdığına da hidayet verecek yoktur. Sözün en hayırlısı Allah"ın Kitabı"dır.” buyururdu.
(M2007 Müslim, Cum"a, 45)
***
(Resûlullah"ın torunu) Hasan b. Ali (ra) şöyle demiştir: “Allah Resûlü (sav) vitirde okumam için bana şu duayı öğretti: "Allah"ım, hidayete erdirdiklerinle beraber beni de hidayete erdir. Sıhhat ve afiyet verdiklerinle beraber bana da afiyet ver. Himaye ettiğin kimseler gibi beni de himaye et. Bana verdiğin nimetleri bereketlendir. Verdiğin hükmün şerrinden beni koru. Hükmü sen verirsin, senin üstüne hüküm verecek kimse yoktur. Senin dost olduğun kimse asla zelil olmaz. Eksiklikler sana yakışmaz. Ey Rabbimiz! Yücesin ve kutlusun." ”
(T464 Tirmizî, Vitr, 10)