Hadislerle İslâm Cilt 1 Sayfa 581

Hz. Salih, bu konudaki en bariz örneklerden birisidir. Ona Allah tarafından mucize olarak deve verilip, kavmine o deveye asla bir kötülük etmemeleri tembih edildi. Fakat onlar bütün uyarılara rağmen inkârda ısrar edip o deveyi kestiler ve Salih Peygamber"den kendilerini tehdit ettiği azabı getirmesini istediler. Bunun üzerine, Allah onları şiddetli bir sarsıntıyla helâk etti.17 Kur"an"dan anlaşıldığı kadarıyla bu tür hadiselerde helâk; korkunç gürültü, şiddetli fırtına, zelzele ve tufan gibi olağandışı felâketlerle gerçekleşmiştir.18 Nuh kavminin tufanla, Âd ve Medyen halkının korkunç bir gürültüyle, Semûd ve Lut kavminin sarsıntıyla, Firavun ve ordusunun denizde boğulmak suretiyle yok olmaları bunun örneklerindendir.

Görüldüğü üzere, daha önceki peygamberlere insanların duyularına hitap eden birçok mucize verilmiş fakat müşriklerin tüm isteklerine ve Sevgili Peygamberimizin de bu doğrultuda Allah"a dua etmesine rağmen Allah, Son Peygamber"ine hissî/fizikî mucize vermemiş, onun yerine akıllarını kullanıp düşünmelerini tavsiye eden Kur"an âyetlerini indirmiştir. Peygamberimize verilen mucize şüphesiz Kur"an"dır. Nasıl ki sihrin revaçta olduğu dönemde Hz. Musa"ya asâ; tıbbın revaçta olduğu dönemde Hz. İsa"ya hastaları iyileştirme mucizesi bahşedilmişse; şiirin, belâgatin ve edebiyatın güçlü olduğu bir dönemde de Peygamberimize Kur"an verilmiştir. Kur"an, hem lafzıyla hem de mânâsıyla mucizedir. Peygamberimizin ilk muhatapları olan Kureyş kabilesi, şiir ve edebiyat alanında gelişmiş olan, şiir yarışmalarının tertip edildiği ve dereceye giren şiirlerin Kâbe"nin duvarına asılıp sergilendiği bir toplumdur. Cenâb-ı Hak böyle bir ortamda gönderdiği Peygamberine, mucize olarak Kur"an"ı vermiştir. Allah Teâlâ, Kur"an"ın kendi kelâmı olduğunu ve asla başkasına isnat edilemeyeceğini19 bildirmiştir. O, Hz. Muhammed"in peygamberliğini inkâr ve Kur"an"ın Allah kelâmı değil insan sözü olduğunu iddia edenlere karşı Kur"an"la meydan okumuştur.

Üç aşamada gerçekleşen bu meydan okumada önce inkârcılardan, eğer gerçekten Kur"an"ın insan sözü olduğuna inanıyorlarsa onun bir benzerini kendilerinin yazıp getirmeleri istenmiş,20 bunu başaramayacakları gösterilip ikinci aşamada gerçekten iddialarında samimi iseler Kur"an"ınkine benzer on sûre getirmeleri, aksi hâlde gerçeği kabul edip Müslüman olmaları talep edilmiş ve onlara şöyle hitap edilmiştir: “Yoksa Kur"an"ı uydurdu mu diyorlar? De ki: Eğer doğru söylüyorsanız haydi Allah"tan başka gücünüzün yettiklerini de (yardıma) çağırıp siz de onun gibi uydurma on sûre getirin.” 21 Üçüncü aşamada ise Kur"an"ın Allah"tan başkası tarafından

    

Dipnotlar

17 A’râf, 7/73-78.

وَاِلٰى ثَمُودَ اَخَاهُمْ صَالِحًاۢ قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُوا اللّٰهَ مَا لَكُمْ مِنْ اِلٰهٍ غَيْرُهُۜ قَدْ جَٓاءَتْكُمْ بَيِّنَةٌ مِنْ رَبِّكُمْۜ هٰذِه۪ نَاقَةُ اللّٰهِ لَكُمْ اٰيَةً فَذَرُوهَا تَأْكُلْ ف۪ٓي اَرْضِ اللّٰهِ وَلَا تَمَسُّوهَا بِسُٓوءٍ فَيَأْخُذَكُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ ﴿73﴾ وَاذْكُرُٓوا اِذْ جَعَلَكُمْ خُلَفَٓاءَ مِنْ بَعْدِ عَادٍ وَبَوَّاَكُمْ فِي الْاَرْضِ تَتَّخِذُونَ مِنْ سُهُولِهَا قُصُورًا وَتَنْحِتُونَ الْجِبَالَ بُيُوتًاۚ فَاذْكُرُٓوا اٰلَٓاءَ اللّٰهِ وَلَا تَعْثَوْا فِي الْاَرْضِ مُفْسِد۪ينَ ﴿74﴾ قَالَ الْمَلَاُ الَّذ۪ينَ اسْتَكْبَرُوا مِنْ قَوْمِه۪ لِلَّذ۪ينَ اسْتُضْعِفُوا لِمَنْ اٰمَنَ مِنْهُمْ اَتَعْلَمُونَ اَنَّ صَالِحًا مُرْسَلٌ مِنْ رَبِّه۪ۜ قَالُٓوا اِنَّا بِمَٓا اُرْسِلَ بِه۪ مُؤْمِنُونَ ﴿75﴾ قَالَ الَّذ۪ينَ اسْتَكْبَرُٓوا اِنَّا بِالَّذ۪ٓي اٰمَنْتُمْ بِه۪ كَافِرُونَ ﴿76﴾ فَعَقَرُوا النَّاقَةَ وَعَتَوْا عَنْ اَمْرِ رَبِّهِمْ وَقَالُوا يَا صَالِحُ ائْتِنَا بِمَا تَعِدُنَٓا اِنْ كُنْتَ مِنَ الْمُرْسَل۪ينَ ﴿77﴾ فَاَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ فَاَصْبَحُوا ف۪ي دَارِهِمْ جَاثِم۪ينَ ﴿78﴾

18 Ankebût, 29/40.

فَكُلًّا اَخَذْنَا بِذَنْبِه۪ۚ فَمِنْهُمْ مَنْ اَرْسَلْنَا عَلَيْهِ حَاصِبًاۚ وَمِنْهُمْ مَنْ اَخَذَتْهُ الصَّيْحَةُۚ وَمِنْهُمْ مَنْ خَسَفْنَا بِهِ الْاَرْضَۚ وَمِنْهُمْ مَنْ اَغْرَقْنَاۚ وَمَا كَانَ اللّٰهُ لِيَظْلِمَهُمْ وَلٰكِنْ كَانُٓوا اَنْفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ ﴿40﴾

19 Yûnus, 10/37.

وَمَا كَانَ هٰذَا الْقُرْاٰنُ اَنْ يُفْتَرٰى مِنْ دُونِ اللّٰهِ وَلٰكِنْ تَصْد۪يقَ الَّذ۪ي بَيْنَ يَدَيْهِ وَتَفْص۪يلَ الْكِتَابِ لَا رَيْبَ ف۪يهِ مِنْ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ۠ ﴿37﴾

20 Tûr, 52/33-34.

اَمْ يَقُولُونَ تَقَوَّلَهُۚ بَلْ لَا يُؤْمِنُونَۚ ﴿33﴾ فَلْيَأْتُوا بِحَد۪يثٍ مِثْلِه۪ٓ اِنْ كَانُوا صَادِق۪ينَۜ ﴿34﴾ ا

21 Hûd, 11/13.

اَمْ يَقُولُونَ افْتَرٰيهُۜ قُلْ فَأْتُوا بِعَشْرِ سُوَرٍ مِثْلِه۪ مُفْتَرَيَاتٍ وَادْعُوا مَنِ اسْتَطَعْتُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ صَادِق۪ينَ ﴿13﴾