“Rızık”, nimete göre daha özeldir. Dünya üzerine serpiştirilmiş bulunan nimetlerden kişinin payına düşendir. Bireyin çalışıp elde ettiği, giyip eskittiği, boğazından geçip istifade ettiğidir rızık. Allah"ın kişiye özel olarak sunduğu her türlü nimettir. Kur"ân-ı Kerîm"in pek çok âyetinde rızkın sahibinin kendisi olduğunu vurgulayan Allah Teâlâ, geçim kaygısından dolayı çocuklarını öldüren câhiliye Araplarına şöyle seslenmiştir: “Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onları da, sizi de biz rızıklandırıyoruz...”, 28 “Başlarınız hareket ettiği (yaşadığınız) sürece rızık konusunda ümitsizliğe düşmeyin. Çünkü şüphesiz annesi insanı, kıpkırmızı ve çıplak olarak doğurur. Sonra Yüce Allah ona rızık verir.” 29 diyen Resûlullah da rızkı verenin Allah olduğuna dikkatleri çekerek, inananlara bu konuda endişe etmemeleri gerektiğini bildirmiştir. Ayrıca Peygamber Efendimiz adalet terazisinin Rahmân"ın elinde olduğunu, böylece yarattığı nimetlerden herkesin alacağı payı da yine O"nun belirlediğini ifade etmiştir.30 Nitekim, “Allah dilediğine rızkı bol verir; dilediğine de kısar.” 31 diyen Yüce Allah, “Dünya hayatındaki rızıklarını/maişetlerini aralarında biz paylaştırdık.” 32 buyurarak, dünya nimetlerini kulları arasında kendisinin bölüştürdüğünü açıkça kaydetmiş, bu nedenleâyetlerinde, inananların başkalarına verilen nimetlere göz dikmemeleri gerektiğini bildirmiştir: “Allah"ın, sayesinde kiminizi kiminize üstün kıldığı şeyleri arzu edip durmayın. Erkeklere kazandıklarından bir pay vardır; kadınlara da kazandıklarından bir pay vardır. Allah"tan, onun lütfunu isteyin. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilendir.” 33 Ve onları kendileri için daha hayırlı ve kalıcı olan âhiret rızkının peşine düşmeye çağırmıştır.34 Hz. Peygamber de inananlara, daha iyi durumda olanlara bakıp hayıflanmak yerine, daha muhtaç olanlara bakıp eldeki nimetin değerini bilmenin daha yerinde olacağını şöyle ifade etmiştir: “Sizden aşağıda olanlara bakın; yukarıda olanlara bakmayın. Bu, Allah"ın (size verdiği) nimetleri küçümsememeniz bakımından daha uygun olur.” 35
Rızkı verenin ve dağıtanın yalnızca Allah olduğuna inanan mümin, başkasının sahip olduğu nimetlerden dolayı kıskançlık duymaz ve başkasına verilen faziletler sebebiyle mutsuz olmaz. Yeryüzündeki nimetlerden bolca yararlanmak ve rızkı olabildiğince çok elde etmek için yapması gereken tek şeyin Allah"ın helâl kıldığı yollarda çalışmak ve sonra da tevekkül etmek olduğunu bilir. Çünkü, “Rızkı Allah"ın yanında arayın, O"na kulluk edin ve O"na şükredin.” 36 diyen Yüce Yaratan, inananları nimetlerinden faydalanmaya çağırmış37 ve onlara cuma namazı gibi özel bir ibadetin hemen