“Ey Allah"ın kulları tedavi olunuz; Allah, verdiği her hastalığın şifasını da yaratmıştır.” 12 buyuran Resûlullah"ın, nazarın yani kötü niyetli bakışların etkisiyle ortaya çıkan hastalıkların tedavisine kayıtsız kaldığı düşünülemez. Kur"an"ın, “Hastalandığım zaman bana şifa veren O"dur. ”13 anlayışına uygun olarak “(Nazar"dan) Allah"a sığının. Çünkü göz değmesi gerçektir.” 14 buyuran Resûl-i Ekrem (sav), aynı zamanda Kur"an"dan belirli sûre yahut âyetlerin okunmasını (rukye yapmayı) emretmiş ve bunu kendisi de uygulamıştır.15
Ca"fer b. Ebû Tâlib Mûte Savaşı"nda şehit düştüğünde16 Esmâ bnt. Umeys ile evliydi ve geriye üç yetim bırakmıştı. Bunlardan biri de Abdullah b. Ca"fer idi.17 O, başlarına gelen bu felâket günlerini şöyle anlatır: “Allah Resûlü Ca"fer ailesine üçüncü gün gelip, "Artık kardeşim için ağlamayın." buyurdu. Sonra, "Kardeşimin çocuklarını bana getirin." dedi. Bizi Resûlullah"a götürdüler. Birer kuş yavrusu gibi idik. Allah Resûlü, "Bana berberi çağırın." buyurdu ve bizi tıraş ettirdi.”18
Hz. Peygamber bu çocukların iyice zayıflamış olduklarını görünce Esmâ"ya, bir ihtiyaçlarının olup olmadığını sordu. Bunun üzerine Esmâ, “Hayır, bir ihtiyaçları yok; ancak onlara çabuk nazar değiyor.” dedi. Rahmet Elçisi de, “Öyleyse onlara rukye yap (oku)!” deyince, Esmâ, bunu yapması için Hz. Peygamber"e (sav) ricada bulundu. Fakat Allah Resûlü, Esmâ"dan, çocuklarına kendisinin okumasını istedi.19
Bir gün kıymetli eşi müminlerin annesi Ümmü Seleme"nin evinde, benzi sararmış bir kız çocuğu gördüğünde, “Bu çocuğa nazar değmiş, ona hemen rukye (okuyarak tedavi) edin.” buyurdu.20 Yine Şefkat Peygamberi, gözü gibi sevdiği torunları Hasan ve Hüseyin"i, “Eûzü bi-kelimâti"llâhi"t-tâmmeti min külli şeytânin ve hâmmetin ve min külli aynin lâmmetin.” (Her tür şeytandan, haşereden, kem nazardan Allah"ın tam kelimelerine (sonsuz iradesine ve hükmüne) sığınırım. ) duasıyla Yüce Allah"ın korumasına havale etmiş, Hz. İbrâhim"in de oğlu İsmâil ve İshak"ı bu sözlerle Allah"ın (cc) himayesine havale ettiğini bildirmiştir.21 Ebû Saîd el-Hudrî"nin naklettiğine göre cinlerin şerrinden ve göz değmesinden Allah"a sığınıp değişik dualar okuyan Hz. Peygamber (sav), Felâk ve Nâs sûreleri indirildikten sonra diğer okuduklarını bırakmış ve sadece bu sûreleri okumaya başlamıştır.22
Nazardan korunmak için Muavvizetân adıyla anılan Felâk ve Nâs sûrelerinin okunması dışında, halk arasında “mâşallah”, “bârekallâh” gibi dinî metinlerin yazılı olduğu künyelerin taşınması, ev araba veya iş yerlerinde Kalem sûresinin elli birinci âyetini içeren levhaların asılması gibi