Ümitsizlik bir yana, işlediği bir günahın peşinden tevbe ile hemen Yaratıcısını hatırlayan kimse,33 bu vesileyle imanını kuvvetlendirme gayretine girer. Öyle ki bu sayede insan, daha çok günah işlemekten kurtulur ve bu yeni ruhla Rabbine daha fazla bağlanıp yakınlaşarak O"nun emirlerini yerine getirip yasaklarından kaçınmaya daha bir gayret gösterir. Diğer taraftan günah işlememiş olduğumuz zaman bile tevbe-istiğfar etmemiz, hayatın sıkıntıları ve kederleri için bir ferahlık sağlar; Allah bu sayede hiç beklemediğimiz bir yerden bizi rızıklandırır.34 Fakat bir günah işlediği hâlde tevbe etmeyenleri âhiret nimetlerinden mahrum bırakır.35
Kul, tevbe ile günahlarından arınarak âdeta aslî ve fıtrî temizliğine geri dönmüş olur. Zira Peygamber Efendimiz, “Günahtan tevbe eden kimse, hiç günahı olmayan kimse gibidir.” buyurmuştur.36 Peygamberimiz, tevbe sayesinde vicdanın nasıl arındığını şu güzel benzetme ile anlatır: “Kul bir hata işlerse kalbine siyah bir nokta konulur. Şayet o, (günahtan) vazgeçer, bağışlanma diler, tevbe ed(ip Allah"a dön)erse kalbi arınır. Eğer (bunları yapmaz günah ve hataya) geri dönerse (siyah nokta) artırılır ve neticede bütün kalbini kaplar. Allah"ın, "Yaptıkları yüzünden kalpleri pas tutmuştur." 37 diye anlattığı pas işte budur.”38 Bu bağlamda Yüce Allah tarafından geçmiş-gelecek bütün günahları affedildiği hâlde39 Allah Resûlü"nün günlük yaşantısında Rabbine çokça tevbe etmesi40 ne kadar da manidardır. Tevbe, Allah Resûlü için Rabbi ile iletişim kurma vesilesidir. Zira Allah çok tevbe edenleri sever.41 Sevgili Peygamberimizin anlattığına göre, “Rabbimiz, kulunun tevbe etmesine, çok önemli bir yitiğini kaybedip ondan ümidini kestiği bir anda karşısında bulan birinin sevindiğinden daha çok sevinmektedir”.42
Yüce Allah insanın özgür iradesi ile hatasından dönüp, kendisinden bağışlanma dilemesinden memnun olmaktadır. Zaten insanı Allah katında değerli kılan da O"na niyazı,43 O"ndan yardım ve bağışlanma istemesi değil midir? Allah Resûlü, “Eğer siz hiç günah işlemeseydiniz, Allah başkalarını yaratır, onlar günah işler (ve tevbe eder) Allah da onları affederdi.” 44 buyururken bu soruya cevap verir âdeta. Böylece insanı, günahlardan berî olan ve her an Allah"a kulluk hâlinde bulunan meleklerden farklı bir konumda değerlendirir. O hâlde, Resûl-i Ekrem"i örnek alan Müslümanlar, kalbî ve ruhî arınmalarını gerçekleştirmek üzere Allah Resûlü"nün tavsiye ettiği gibi45 tevbe ve istiğfarda bulunmalıdır. Günahlardan kurtuluş vesilesi olan tevbe ve istiğfarı, Rableri ile aralarındaki bağı kuvvetlendirmek için fırsata dönüştürmeyi bilmeli ve bu fırsatı değerlendirmek için zaman kollamalıdır.