ahalisinin, mânevî temizliklerinin yanında, suyla yapılan temizliğe de özen göstermeleri dolayısıyla övgüye lâyık olduklarını bildirmiştir.46
Hz. Peygamber"in “imanın ayrılmaz bir gereği” olarak nitelediği abdest,47 şüphesiz yalnız bedendeki kirleri temizlemekle kalmaz, insandaki olumsuz duyguları, negatif enerjiyi, hata ve günahların karasını da alır götürür. “Her kim abdest alır ve de abdesti(ni) güzelce almaya özen gösterirse, günahları vücudundan çıkar, hatta tırnaklarının altından süzülür gider.” 48 buyuran Allah Resûlü, abdest ile yere dökülen her damlanın kişiyi günahlarından arındırmaya vesile olduğunu müjdelemektedir. O hâlde yıkanan yalnız abdest uzuvları değildir; Allah"ın rahmetiyle insanın benliği yıkanmakta ve günaha bulanan her uzuv bu arınmadan nasibini almaktadır. Resûl-i Ekrem bu arınışı şöyle dile getirmektedir:“Müslüman —veya mümin— bir kul/kişi abdest alır da yüzünü yıkarsa, gözleri ile baktığı her günah suyla —yahut suyun son damlasıyla— yüzünden çıkar gider. Ellerini yıkadığı zaman elleriyle işlediği her günah su ile —yahut suyun son damlası ile— beraber ellerinden çıkar gider. Ayaklarını yıkadığı zaman ayaklarının yürüyerek işlediği her günah su ile —yahut suyun son damlasıyla— birlikte çıkar gider. Sonunda o kul/kişi günahlarından arınmış olur.” 49
Abdestle dünyada temizlik ve arınmışlık duygusunu tadan mümin, âhirette de abdestin nuruyla aydınlanacaktır. Zira, “Müminin ziyneti (nuru), abdest suyunun ulaştığı yere kadar varır.” 50 buyuran Allah Resûlü, abdestin, inananları yalnız dünyada değil, âhirette de nurlandıracağı müjdesini vermektedir. Abdest nuru, âhirette Muhammed ümmetinin alâmet-i fârikası olacak ve müminler abdest uzuvlarındaki parlaklık sebebiyle “(elleri ayakları) sekililer” diye çağrılacaklardır.51 Nitekim Allah Resûlü, kıyamette kendilerini tanıyıp tanıyamayacağını soran ashâbına, “Elbette tanıyacağım. Sizin o gün hiçbir ümmette bulunmayan bir simanız olacak. Benim yanıma abdest izlerinden dolayı yüzleriniz ve ayaklarınız nurlu olarak geleceksiniz.” 52 şeklinde cevap vermiştir. Bu nedenle, bu hadisi nakleden Ebû Hüreyre (ra), abdest alırken kimi zaman kollarını pazılarına kadar, ayaklarını da baldırlarına kadar yıkamış ve yanındakilere şu tavsiyede bulunmuştur: “Sizden her kim yapabilirse bu parlaklığı artırsın!”53
Sevgili Peygamberimiz, abdest almayı ve mümkün olduğunca abdestli bulunmayı tavsiye etmekle birlikte, abdest alırken suyun israf edilmesini yasaklamıştır. Ashâbından Sa"d b. Ebû Vakkâs"ın abdest aldığı sırada suyu fazla kullandığını görünce ona, “Bu ne israf!” demiş, Sa"d ise, “Abdestte de