arkadaşlarına da teyemmümlü olarak sabah namazını kıldırmıştı. Bu durumdan rahatsız olan bazı kimseler Resûlullah"a şikâyette bulunmuşlar ancak Allah Resûlü, Amr b. Âs"ın bu davranışını onaylamıştı.68 Yine sahâbîlerden Ammâr b. Yâsir"in de gittiği bir sefer sırasında gusletmesi gerekmiş, ancak su bulamayınca o da toprakta yuvarlanmış ve sonrasında namazını kılmıştı. Bu durumu Resûlullah"a anlattığında ise, Peygamberimiz (sav) sadece elleriyle (toprağa vurup yüzünü ve kollarını meshederek) teyemmüm etmesinin yeterli olacağını söylemişti.69
Allah Resûlü, suyun bulunmadığı veya kullanılmasının çeşitli sıkıntılara sebebiyet verebileceği durumlarda teyemmüm yapılmasında hiçbir sakınca görmemiş hatta bundan kaçınanları eleştirmiştir. Nitekim Resûlullah zamanında başından yaralanan bir kişinin gusletmesi gerekmiş, teyemmüm yapabilecekken arkadaşlarının ısrarı üzerine yıkanmış ve bunun neticesinde vefat etmişti. Bu durumu duyan Allah Resûlü üzülerek, “Onun ölümüne sebep oldular, Allah onların canlarını alsın! Cehaletin şifası sormak değil miydi?” demişti.70
Peygamberimiz zamanında iki adam yolculuğa çıkmışlar, ancak namaz vakti geldiği hâlde su bulamamışlardı. Toprakla teyemmüm edip namaz kıldıktan sonra su bulmuşlar ve biri namazını iade ederken diğeri etmemişti. Resûlullah"a bu olayı anlattıklarında o, namazı tekrar kılmayan kimseye, “Sünnete uyup doğru yapmışsın; namazın tamamdır.” demiş, abdest alıp tekrar kılana ise, “Sana da iki kat sevap vardır.” buyurmuştu.71
Cenâb-ı Hakk"ın72 huzuruna çıkmadan önce mümin insan, dıştan içe doğru bir temizlik yapar. Şartlara göre kimi zaman abdest kimi zaman gusül bazen de teyemmümle, yalnız bedenini değil, ruhunu, nefsini ve gönlünü arındırır, bu şekilde huzur-ı ilâhî"ye çıkmaya lâyık hâle gelir. Abdest suyunun paklığında veya temizleyici olan toprağın saflığında mânevî bir iklime doğru ilk adımını atar. Arınmaya içtenlikle niyet eden insan, yıkadığı her bir uzuvla sadece görünen kirlerden değil, mânevî kirlerinden yani günahlarından da arınır. Yalnız ibadetlerin değil, hakkı verildiğinde cennetin de anahtarı olabilecek bu arınmayla73 kişi, dünyanın geriliminden kendisini soyutlayarak huzura kavuşur. Mümin, Resûl-i Ekrem"in gösterdiği hassasiyetle ve hissettiği samimiyetle abdestini aldığında, şüphesiz temizliğin verdiği gönül rahatlığını tadacak ve ibadetin tadına varabilecektir. Abdesti Peygamber Efendimizin ve ashâbının abdestine ne kadar benzerse, hayatının da onlarınki gibi berraklaşması mümkün olabilecektir.