Hz. Peygamber (sav) hicret esnasında Rabîu"l-evvel ayının bir pazartesi günü Kubâ"ya ulaşmış ve burada yaklaşık on gün kadar kalmıştı.1 Medine"nin önemli simalarından olan ve hicret esnasında birçok sahâbîyi evinde ağırlayan, Gülsüm b. Hidm"in evinde misafir olmuştu.2 Bu müddet içerisinde bizzat kendisi de çalışarak ashâbı ile birlikte bir mescit inşa etti.3 Bu mescit, Kur"ân-ı Kerîm"de “takva mescidi”4 olarak anılan Kubâ Mescidi idi. Tevbe sûresinde, “Orada (Kubâ) temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da temizlenenleri sever.” 5 şeklinde zikredilen kişiler de Kubâ"daki Müslümanlardı.6 Sevgili Peygamberimiz Kubâ"dan ayrıldıktan sonra da burayı ihmal etmedi. O (sav), kimi zaman yürüyerek, kimi zaman binekle Kubâ"yı ziyaret eder, orada namaz kılmaya giderdi.7 Yine böyle bir ziyaretinde, Allah"ın övgüsüne mazhar olan Kubâ halkına, “Ey ensar topluluğu! Şüphesiz ki Allah sizi temizlik konusunda övmektedir. (Övgüye lâyık olan) bu temizliğiniz nedir?” diye sordu.
Kubâlıların “Biz namaz için abdest, cünüplükten dolayı da boy abdesti alırız ve biz su ile taharetleniriz.” cevabı karşısında Resûl-i Ekrem (sav),“İşte (övüldüğünüz şey) bu! O hâlde buna devam edin.” buyurarak8 hem Kubâ halkını bu davranışlarından ötürü onaylıyor hem de bu sözleri ile onları bütün Müslümanlara örnek gösteriyordu.
Cünüplükten temizlenmek üzere gusül abdesti almak, Hz. İbrâhim"den kalan güzel bir haslet olarak câhiliye döneminde de yaygındı. Nitekim Ebû Süfyân"ın, Bedir Savaşı"nda müşriklerden önemli isimlerin öldürülmesinin ve müşrik ordusunun Müslümanlar karşısında yenilgiye uğramasının ardından yaptığı adak, bu uygulamanın câhiliyede de var olduğunu göstermektedir. Rivayete göre Ebû Süfyân, Peygamberimiz (sav) ile tekrar savaşmadıkça cünüplükten dolayı başına su değdirmeyeceğine dair adakta bulunmuştur.9 Kubâlıların, birlikte yaşadıkları bazı yahudileri örnek alarak su ile temizlendiklerini bildiren rivayetler de vardır.10
Su, maddî ve mânevî bakımdan bir temizlik aracıdır. Su bulunmadığında teyemmüm ediliyor olması abdestin ve gusül abdestinin mânevî yönünü ortaya koyar. Toprağa mesh etmek suretiyle gerçekleşen teyemmüm, su bulunmadığında ya da kullanılamadığı durumlarda Müslümanlara mânevî