Ayrıca anneleri Havva"nın, Âdem"in aklını çelerek yasak meyveden yemesine, dolayısıyla da cennetten çıkarılmasına sebep olduğu gerekçesi ile Havva kızlarını lânetli ve cezaya müstahak görmek, yahudi kültürünün bir parçasıdır.11 Halbuki Kur"ân-ı Kerîm, Hz. Âdem"i aldatanın şeytan olduğunu özellikle belirtirken12 iki eşin yasağı birlikte çiğnediklerine13 dikkat çeker. Ama yahudi söyleminin geleneğe etkisi, kadının âdetli iken ya da hamilelik ve doğum gibi sıkıntılara katlanırken bu ilk günahın bedelini ödediği düşüncesini yaymıştır. Bu yüzden bazı çevrelerde asırlar boyunca âdetli kadın Allah"tan uzak, ibadetten mahrum edilmiş ve kirli sayılmıştır.
Âdet görmenin, kız çocuğunu, dinin emir ve yasaklarına bizzat muhatap olan bir yetişkin konumuna yükselttiği düşünüldüğünde, hayatın yeni bir yönde akmaya başlaması kaçınılmazdır. Çünkü bir insan için ergenlik, dinî ve hukukî yükümlülüklerin başlama noktasıdır. Nitekim Sevgili Peygamberimiz, kadının özel günlerinde ibadet hayatını düzenleyen birtakım sınırlamalar getirmiştir. Ama bunların arasında âdetli kadının ücra bir köşede ibadete hasret beklemesi ya da ibadet eden eşine yaklaşamaması gibi bir kayıt kesinlikle bulunmamaktadır. Aksine Resûlullah, gece namazı kılarken âdetli olan eşlerinin yanı başında uyumalarından rahatsız olmaz, secde ederken elbisesinin onlara değmesine aldırmaz,14 hatta üzerlerindeki dokuma örtünün bir kısmını kendi omuzuna alarak namaza devam ederdi.15
Ramazan ayının son on gününde itikâfa girerek mescitte ibadetle meşgul olan Allah Resûlü, bu süre içerisinde hâne-i saadetlerine girmezdi. Ancak saçlarının yıkanmasını veya taranmasını arzu ettiğinde hücresinin kapısından başını uzatarak eşine seslenirdi.16 Aynı şekilde Resûlullah"ın kendilerine necis muamelesi yapmaksızın günlük hayatını devam ettirmesine alışık olan Meymûne validemiz, saçı başı dağınık bir vaziyette dolaşan ve eşi âdetli olduğu için kendisine dokunmadığını söyleyen Abdullah b. Abbâs"a, “Hay evlâdım, âdetin el ile ne ilgisi olabilir!” demiştir.17 Peygamberimizin bazen âdetli eşine yaslanarak Kur"ân-ı Kerîm okuduğu olmuştur. Nitekim Âişe annemiz,“Ben âdetli olduğum hâlde Hz. Peygamber (sav) kucağıma yaslanır, Kur"an okurdu.”18 derken, Meymûne annemiz de bu durumu vurgulamıştır.19
Hz. Peygamber âdetli hanımlar da dâhil bütün kadınların bayram namazlarına iştirakini, bayram namazının kılındığı musallaya gelerek hutbeyi dinlemelerini ve duaya katılmalarını istemiştir.20