Rükûda Kur"ân-ı Kerîm"den âyetler okunmaz.53 Peygamberimiz, “Namaz ancak tesbih, tekbir ve Kur"an okumaktır.” 54 buyurarak namaz ibadetini üç bölüme ayırmıştır. Namaza tekbirle başlanır, kıyamda Kur"an okunur, rükû ve secdede ise Allah Teâlâ tesbih edilir. Nitekim Peygamberimiz, “O hâlde, O Yüce Rabbinin adını tesbih et (yücelt).” 55 âyeti gereğince rükûda, “Sübhâne Rabbiye"l-azîm. (Ulu Rabbim, her türlü noksanlıklardan uzaktır.)” denilmesini tavsiye etmiştir.56
Namaz kılan kişi rükûdan sonra, “Semi"allâhu limen hamideh.” (Allah kendisine hamd edeni işitti.) diyerek doğrulur. Fâtiha"da ettiği hamdi Rabbinin duyduğunu hatırlar ve tekrar, “Rabbenâ ve leke"l-hamd. ((Allah"ım! Sen) Rabbimiz(sin!) ve sana hamd olsun.)” diyerek57 Rabbini içten gelen bir saygı ve şükran duygusu ile över. Hamd, Rabbi kendisine ikram ve ihsanda bulunsa da bulunmasa da, kulun O"na büyük bir tazim ve hayranlıkla övgü ve şükranda bulunmasıdır. Bu övgü karşısında Allah Teâlâ kulunun hamdini duyar ve ona icabet eder.58
Namaz boyunca defalarca hamd eden kişi, daha sonra tekbir alır ve secdeye kapanır. “Hadi Allah"a secde edip O"na kulluk edin.” 59 âyeti gereğince Allah"ın önünde hürmet ile secdeye kapanmak kulluğun en güzel ifadesidir. Secde, Allah"a gösterilen saygı, itaat ve teslimiyetin en mükemmel şeklidir. Yaratan"ın yüceliğini samimiyetle kabul eden kişi, Rabbi karşısındaki âcizliğini itiraf etmiş ve kulluk şuuruna ermiş demektir. Bu anlamda secdede insan bedenen eğilirken, ruhen yücelir ve Rabbine yaklaşır.
Elleri, yüzü, dizleri ve ayakları yani yedi organıyla secde eden kul,60 secdede, “Yüce Rabbinin adını tesbih et.” 61 âyeti gereğince, “Sübhâne Rabbiye"l-a"lâ. (Yüce Rabbim her türlü noksanlıklardan uzaktır.)” diyerek Allah"ı tesbih eder.62 Çünkü secde, kişiyi Rabbine yakınlaştıran bir vesiledir.63 Hz. Peygamber, “Kulun Rabbine en yakın olduğu (an) secde hâlidir. Öyleyse (secdede iken) çokça dua ediniz.” 64 tavsiyesinde bulunmuştur. Ayrıca Peygamberimiz, Allah"ın, secde eden kulunun derecesini yükselteceğini ve her secdeye karşılık işlediği bir hatayı da affedeceğini müjdelemektedir.65
Secdeyi iki kez yapan kul, rekâtları tamamladıktan sonra namazın sonunda oturur. Ka"de-i ahîre denilen bu oturuş esnasında Peygamber Efendimizin yaptığı gibi sol ayağını yayıp sağ ayağını diker66 ve “Teşehhüd” veya “et-Tahiyyâtü” olarak bilinen şu duayı okur:
“Bütün yüceltmeler (tazim), övgüler ve dualar, bütün ibadetler Allah Teâlâ"ya mahsustur. Sana selâm olsun Ey Peygamber! Allah"ın rahmeti ve bereketi üzerine