“Bir de sabah namazını kıl; çünkü sabah namazı şahitlidir.” 8 buyurarak davet ettiği günün ilk buluşmasına katılamamak, büyük bir kayıp sayılmalıdır. Zira Peygamberimizin anlattığına göre, gece melekleri ile gündüz melekleri sabah namazı vaktinde toplanırlar9 ve yirmi dört saatin en bereketli ânında kılınan bu namaza şahitlik ederler. Peygamber Efendimiz, “Her kim sabah namazını kılarsa, o kimse Allah"ın koruması altındadır.” 10 buyurarak sabah namazıyla güneşin ilk ışıklarından önce Rabbine bağlanan bir kimsenin O"nun rahmetini kazanmaya başladığını ifade etmiştir. Bu namaz o kadar önemlidir ki, iki rekât farzından önce kılınması tavsiye edilen iki rekâtlık sünneti bile, Allah Resûlü tarafından, “dünyadan ve dünyadaki her şeyden daha hayırlı” olarak nitelendirilmiştir.11
Bazı rivayetlere göre Hudeybiye Seferi"nden,12 bazılarına göre ise Hayber Seferi"nden13 dönüldüğü gece Allah Resûlü ile ashâbı bir yerde konaklarlar. Resûlullah, “Bizi kim bekleyecek?” diye sorunca, sevgili müezzinleri Bilâl-i Habeşî (ra) hemen atılarak, “Ben!” der. Efendimiz (sav), “Uyursan (ne olacak)?” deyince de, “Hayır, (uyumam).” diyerek kararlılığını gösterir. Bunun üzerine kafile gönül rahatlığıyla istirahata çekilip uyurlar. Ancak son derece yoğun geçen günler ve uzun bir yolculuk sonrası herkes gibi Bilâl de yorgunluğa yenik düşer. Bütün gayretine rağmen daha fazla direnemez ve uyuyakalır. Sabah namazının vakti geçer. Derken güneş doğar ve teker teker uyanırlar. Hz. Ömer de uyanır ve “Konuşun (ki, Resûlullah da uyansın).” der. Gelen sesler üzerine Sevgili Peygamberimiz uyanır ve ashâbıyla birlikte namazlarını kaza ederler. Sonra şöyle buyurur: “Sizden uyuyan ya da unutan (ve bu sebeple namazını geçiren) işte böyle yapsın!” 14
Sevgili Peygamberimizin ifadesiyle: “Sabah namazının vakti girdikten sonra (nafile olarak) sadece iki rekât (sünnet) kılınır.” 15 Peygamber Efendimiz, sabah namazının iki rekât sünnetinde Fâtiha sûresinden sonra genellikle Kâfirûn ve İhlâs sûrelerini okurdu.16 Âişe annemizin anlattığına göre, Resûlullah, müezzin sabah ezanını okuduğunda, fecir aydınlığı iyice belirdikten sonra kalkar, iki rekât namaz kılar, sonra da sağ yanı üzerine hafif uzanarak17 veya eşiyle sohbet ederek18 müezzin namaz için kâmet getirene dek beklerdi.
Allah Resûlü (sav) sabah namazının farzını kıldırırken Fâtiha"dan sonra okuduğu Kur"an âyetlerini genellikle orta uzunlukta tutardı. Ebû Berze (ra), bazen onun, altmış ilâ yüz âyet kadar okuduğunu söylemiştir.19 Bununla birlikte Hz. Peygamber"in Felâk ve Nâs sûrelerini okuyarak da sabah namazını kıldırdığı olmuştur.20 Bunda gerek kendisinin gerekse cemaatin