Rivayetlerde rekât sayısı beş, üç ve bir olarak geçen48 vitir namazı ise, yatsı namazından sonra kılınan müstakil bir namazdır. Ramazan ayında teravih sonunda cemaatle kılınsa da yılın diğer aylarında tek başına kılınan vitir namazı, hem vaktinde hem de kazaya kalması hâlinde kılınabilen bir namazdır. Allah Resûlü (sav), “Allah size bir namaz ihsan etti. O namaz, sizin için kızıl develerden daha hayırlıdır. O, vitirdir. Onu sizin için yatsı ile fecrin doğuşu (sabah namazı vaktinin girişi) arasına koydu.” 49 ve “Vitir haktır (sabittir), vitir kılmayan bizden değildir.” 50 buyurarak bu namazın önemine dikkatlerimizi çekmiştir.
Gündüz olduğu gibi geceleyin de Rabbine ibadet etmeyi hiçbir zaman ihmal etmeyen Hz. Peygamber (sav), teheccüd namazını kıldıktan sonra o gecenin en son namazı olarak vitir namazını kılardı.51 Muhterem annemiz Hz. Âişe"den nakledildiğine göre, kendisi Peygamberimizin yanında uyurken, Resûl-i Ekrem Efendimiz gece namazı kılar, sonra vitri kılmak isteyince onu uyandırır, o da vitir namazını kılarmış.52 Buna göre Sevgili Efendimiz vitir namazını gecenin oldukça ilerleyen bir vaktinde kılmış olmaktadır. Nitekim o, vitir namazının, sabah namazının vaktinin girmesinden önce mutlaka kılınmasını istemiş,53 Hz. Âişe de, “Sabah namazına kadar uyuyup kalacağından endişe eden kimse vitir namazını uyumadan önce kılsın, gecenin sonunda uyanabileceğini düşünen de vitir namazını ertelesin.”54 demiştir.
Peygamberimizin ev hâlini, hâne-i saadet içinde herkesten uzakta iken nasıl ibadet ettiğini bize aktaran Âişe validemiz, kendisine sorulan bir soru üzerine Allah Resûlü"nün farz namazlarla birlikte kıldığı sünnet namazları şöyle anlatmıştır: “Resûlullah benim evimde öğleden evvel dört rekât (nafile namaz) kılar, sonra (mescide) çıkarak cemaate namaz kıldırır, ardından (tekrar benim evime) gelir ve iki rekât (nafile daha) kılardı. Cemaate akşam namazını kıldırır; sonra (benim evime) gelir, iki rekât nafile kılardı. Cemaate, yatsıyı kıldırır ve (yine benim evime) gelir, iki rekât (nafile) kılardı. Geceleyin vitirle beraber olmak üzere dokuz rekât namaz kılardı. Bazı geceler, namazı ayakta, uzun kılar; bazı geceler de oturarak uzun kılardı. Ayakta kılarken okursa, ayakta olduğu hâlde rükû ve secde ederdi; otururken okursa, oturduğu hâlde rükû ve secde ederdi. Fecir doğunca, iki rekât (nafile namaz) kılardı.”55 Hadisin başka bir rivayetinde, “İkindi namazından önce iki rekât namaz kılar, sonra (cemaatle farz) namazı kılmaya çıkardı.” ilâvesi de yer almaktadır.56