Hz. Peygamber (sav) namaz kıldırırken ne kadar uzun okuyacağına da dikkat ederdi. Bu konuda bilgi veren sahâbîler, onun öğle namazının farzının ilk iki rekâtını uzattığını, son iki rekâtını kısa kıldırdığını; ikindi namazını da kısa kıldırıp akşam namazının ilk iki rekâtında kısa mufassal (Leyl sûresinden Nâs sûresine kadar olan) sûrelerden okuduğunu; yatsının ilk iki rekâtında orta mufassal (Bürûc sûresinden Leyl sûresine kadar olan) sûrelerden ve sabah namazında da uzun mufassal (Hucurât sûresinden Bürûc sûresine kadar olan) sûrelerden okuduğunu nakletmişlerdir.35 Bazen de geç kalanlar yetişebilsin diye, “ayak sesi kesilinceye kadar namazının ilk rekâtını uzattığı” 36 rivayet edilmiştir.
Hz. Peygamber (sav) imamlık yapan sahâbîlerine, cemaati nefret ettirecek şekilde uzun namaz kıldırmamaları hususunda şiddetli uyarılarda bulunarak, imamlardan cemaatteki yaşlı, hasta, zayıf ve iş güç sahibi insanları düşünmelerini istemiştir.37 Peygamber Efendimiz, bu husustaki ölçüyü, genç yaşında Tâif"ten Medine"ye gelen, zeka ve dine ilgisinden dolayı kendisinin dikkatini çeken Osman b. Ebu"l-Âs"ı Tâif"e vali olarak gönderirken yaptığı nasihatinde, şu şekilde koymuştu: “Yâ Osman! Namazı kısa kıldır ve halkın hepsini, içlerindeki en zayıf adama göre hesapla. Çünkü onların içinde büyük, küçük, hasta, evi uzak ve iş, güç sahibi olanlar vardır.” 38
Kendisi de bu konuya önem veren Allah Resûlü, meselâ, bir keresinde ağlayan bir çocuk sesi duyunca, kıldırdığı namazını kısa tutmuş ve daha sonra onun annesini rahatsız etmesinden endişe ettiği için böyle yaptığını açıklamıştı.39 O, birisinin imamın uzatması sebebiyle sabah namazına gelmediğini şikâyet etmesi üzerine oldukça öfkelenmiş40 ve imamları, buna sebebiyet vermemeleri için şu şekilde uyarmıştı:“Sizden biriniz insanlara namaz kıldırdığında (namazı) kısa tutsun. Çünkü cemaat içerisinde hasta, zayıf ve yaşlı kimseler olabilir. Ama biriniz tek başına namaz kıldığında, dilediği kadar uzatsın.” 41 Bu şekilde uyarılanlardan birisi de Muâz b. Cebel"di. Muâz, oturduğu mahallede Müslümanlara namaz kıldırırdı. Bir gece yine mahalle mescidine gelerek cemaate imam oldu. Bakara veya Nisâ sûrelerinden birini okumaya başladı. Namazın uzayacağını gören biri selâm vererek namazdan ayrıldı ve tek başına namaz kıldıktan sonra çekip gitti. Daha sonra ona, “Sen münafık mı oldun?” denilince adam hiddetle, “Hayır, vallahi ben münafık değilim. Sabah olsun da durumu Allah Resûlü"ne bildireceğim.” dedi. Ertesi gün Hz. Peygamber"e gelerek “Yâ Resûlallah, biz develerle su taşıyan insanlarız, gündüzleri çalışırız. Muâz bize imamlık