bırakarak ölürse o borcu ödemek bana aittir. Her kim de bir mal bırakırsa, o mal kendi mirasçılarına aittir.” buyurarak borçlu olarak ölenlerin borcunu hazineden ödemek suretiyle Rableriyle üzerlerinde hiçbir hak kalmadan buluşmalarını sağlamıştır.43
Hz. Peygamber"in intihar edenlerin cenaze namazlarını da kıldırmadığı bilinmektedir. Örneğin yaralı birinin yarasının acısına dayanamadığı için kendi oklarıyla intihar ettiğini öğrendiğinde, Resûlullah onun cenaze namazını kıldırmamıştır.44 Ancak onun bu davranışının, intihar edenin namazının kılınmayacağı anlamına gelmeyeceği, bilakis insanları bu konuda belli bir duyarlılığa yönlendirmeyi amaçladığı belirtilmiştir.45 Allah Resûlü intiharın ne kadar büyük bir günah olduğuna dikkatleri çekerek bu filli asla tasvip etmediğini göstermek ve Müslümanları böyle bir davranışa yeltenmekten sakındırmak istemiştir.46 Dolayısıyla Müslüman olduğu hâlde ölen herkes için cenaze namazı kılındığı gibi, intihar eden kimselere de cenaze namazı kılınır. Nitekim Hz. Peygamber zina gibi büyük bir günahı işlediği hâlde tevbe ettikten sonra ölen kimselerin cenaze namazını kıl(dır)mıştır.47
Resûlullah"ın cenaze namazlarını kılma hususunda gösterdiği hassasiyet, günümüzde yerini büyük bir gevşekliğe ve umursamazlığa bırakmıştır. İletişim ve haberleşmenin son derece kolaylaştığı günümüzde Müslümanlar, sorumluluk bilincinin zayıflamasıyla dünyada bir daha görme imkânı bulamayacakları kardeşlerini son yolculuklarında dahi yalnız bırakmaktan rahatsızlık duymamaya, cenaze haberlerini büyük bir soğukkanlılıkla ve umursamazlıkla karşılamaya başlamışlardır. Halbuki cenaze namazına katılmak, insana, akıp giden hayatta bir an olsun ölümü hatırlayarak kendini gözden geçirmek için bir fırsat ve aynı sonla yüzleşeceğini hatırlatan etkileyici bir ibrettir. Ölen kimseyi bu dünyadan yeni bir hayata, hayır dualarla, güzel temennilerle uğurlamak ve ona olan vefa borcunu ödemek, geride kalan ailenin acısını bir nebze olsun hafifletmek için de bir vesiledir. Ayrıca cenaze sahiplerinin bu hüzünlü zamanında yanında ve yardımında olmak, onlara maddî ve mânevî anlamda destek sağlamak toplumsal birlik ve beraberliği perçinleyen tutum ve davranışlardandır. Dolayısıyla cenaze namazı Resûlullah"ın önemle üzerinde durduğu bir ibadet olduğu gibi aynı zamanda onun müminlere yüklediği bir kardeşlik görevidir. Bu görev hem bireyler arası sevginin, hem de toplumun birlikteliğinin tezahürüdür.