tavsiye ederdi. Onun bu tavsiyesini her abdest aldığında yerine getiren Bilâl-i Habeşî"ye, “Ey Bilâl! Bana Müslüman olduğun dönemde işlediğin ve çok faydasını umduğun bir amelini söyle! Zira ben bu gece cennette önümde senin nalınlarının sesini işittim!” buyurmuş, Bilâl (ra) ise, “Yâ Resûlallah! Gece olsun gündüz olsun, her abdest aldığımda kılabildiğim kadar namaz kılarım. İşte en fazla ümit bağladığım amel budur.” cevabını vermişti.100
Hz. Peygamber (sav), bir ihtiyacı olan kimsenin Rabbine dua edeceği zaman güzelce abdest alıp iki rekât namaz kılmasını, ondan sonra dua etmesini,101 aynı şekilde bir konuda kararsız kalan kimsenin iki rekât namaz kılıp ardından istihare (hayırlı olanı isteme) duası yapmasını tavsiye etmiştir.102 Günahtan tevbe hususunda da Efendimiz nafile namazı tavsiye ederek, “Günah işleyen bir Müslüman abdest alıp iki rekât namaz kılarak Allah"tan bağışlanma dilerse Allah onu mutlaka affeder.” buyurmuş ve arkasından şu âyetleri okumuştur: “Yine onlar ki, bir kötülük yaptıklarında ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah"ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tevbe/istiğfar ederler. Zaten günahları Allah"tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar, işledikleri kötülüklerde, bile bile ısrar etmezler.” 103 “Kim bir kötülük yapar yahut nefsine zulmeder de sonra Allah"tan mağfiret dilerse, Allah"ı çok bağışlayıcı ve merhamet edici bulacaktır.” 104
Peygamber Efendimiz sevinçli bir haber aldığında veya bir nimet elde ettiğinde Rabbine şükür için iki rekât namaz kılar105 yahut şükür secdesi yapardı.106 Kuraklık gibi sıkıntı zamanlarında da yağmur duası için namazgâha gidip cübbesini ters çevirerek dua ettikten sonra iki rekât namaz kılardı.107 Yine küsûf (güneş tutulması) ve husûf (ay tutulması) esnasında namaz kılarak Allah"a sığınırdı.108
Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda Hz. Peygamber"in Rabbinin rızası ve kendisine verdiği nimetler karşısında şükreden bir kul olmak için her fırsatta nafile namaz kıldığı görülmektedir. Resûl-i Ekrem Efendimiz, kıldığı nafile namazların kimisini mübarek ayakları şişecek ve çatlayacak kadar uzun, kimisini ise insanı yormayacak kadar hafif tutuyor; bazı namazları iki rekât, bazı namazları ise sekiz hatta daha fazla rekât hâlinde kılıyordu. Kimi namazları aksatmadan devamlı olarak, kimi namazları ise ara sıra veya nadiren kılıyordu. Efendimizin bu çeşitli uygulamaları nafile namazlarda farzlardaki kadar kesin kurallar olmadığını, bu namazların kişinin o andaki durumuna göre uygun miktarda ve uzunlukta kılınabileceğini göstermektedir.