“Çoklukla övünmek sizi oyaladı.” 14 âyetini okuduktan sonra o sırada yanında bulunan sahâbîlere, “Âdemoğlu, "Malım, malım!" diyor. Ey âdemoğlu, senin yiyip tükettiğin, giyip eskittiğin ve sadaka verip önceden (âhirete) gönderdiğin dışında bir malın mı var?” 15 buyurmuştu.
Hz. Âişe'nin anlattığı bir diğer olayda Hz. Peygamber ailesi için bir koyun kesmiş ve eşlerine ondan ne kadarı kaldı diye sormuştu. Hz. Âişe, “Bize sadece kürek kemiği kaldı.” deyince Resûlullah (sav) şöyle buyurdu: “(Demek ki) kürek kemiğinin dışında tümü (bize) kaldı.” 16
Allah Resûlü'nün açıkça belirttiğine göre sadaka malı azaltmıyor,17 Allah katında mükâfatın artmasına vesile oluyordu. Bunun için yularlı bir devesini Allah yolunda tasadduk eden bir sahâbî için, “Allah (bu kişiye) kıyamet gününde yularlı yedi yüz deve tasadduk etmiş gibi sevap verecektir.” 18 buyurmuştu. Kur'an-ı Kerim'de de Yüce Mevlâ, “Allah yolunda mallarını harcayanların örneği, yedi başak bitiren bir dane gibidir ki her başakta yüz dane vardır. Allah dilediğine kat kat fazlasını verir. Allah'ın lütfu geniştir, O her şeyi bilir.” 19 buyurarak, kendi rızası için verenlerin mükâfatının yedi yüz misliyle olacağını bildirmiştir. Çünkü paylaşılmayan bir mal, geçici ve fânidir. Bir gün ya yok olur ya da yararsız hâle gelir. Fakat diğer insanlarla paylaşıldığı zaman daha uzun bir dönem devam eder ve istifade edildikçe de sahibine mükâfat kazandırır. Kutlu Nebî, “İnsan öldüğü zaman, şu üç şey dışında amelleri kesilir: Sadaka-i câriye (faydası kesintisiz devam eden sadaka), kendisinden yararlanılan ilim ve kendisine dua eden sâlih evlât.” 20 derken, insanların çeşme ve köprü gibi sürekli yararlandığı, uzun ömürlü yaşayan sadakaları ilk sırada anmaktadır.
Verilen sadakanın azlığı çokluğu, küçüklüğü büyüklüğü kadar helâlinden kazanılıp kazanılmadığı ve verilirken kişinin taşıdığı samimiyet de önemlidir. Hz. Peygamber'in kendisine, “Hangi sadaka en faziletlidir?” diye soran bir kimseye, “Malı az olanın gücüne göre verdiği (sadaka!)” 21 demesi bu noktada son derece anlamlıdır.
Resûl-i Ekrem helâl maldan verilen sadakanın Allah katındaki değerini şöyle anlatmaktadır: “Kim helâl kazancından bir hurma miktarı sadaka verirse —ki Allah sadece helâl olanı kabul eder— Allah o sadakayı büyük bir hoşnutlukla kabul eder. Sonra onu sahibi için, sizden birinizin tayını yetiştirdiği gibi (özenle) dağ gibi olana kadar büyütür (bereketlendirir). 22 Öyle ki lokma büyüklüğündeki bir sadakanın sevabı Uhud Dağı kadar oluverir. Allah'ın Kitabı'nda bunu tasdik eden âyetler şunlardır.” buyuran sevgili Peygamberimiz,