Daha sonraki yıllarda Hz. Peygamber"in kurban etlerinden bir kısmını terbiye ettirdiği veya kurbanların ayaklarını kurutarak paça olarak sakladığı, 10-15 gün, hatta bir ay sonra dahi tükettiği olmuştu.26
Kurbanı, varlıklı kimselerin yapacağı bir ibadet olarak gören Allah Resûlü, yoksulların kurban kesmesine sıcak bakmazdı.27 Hz. Peygamber"in Arafat vakfesinde söylediği rivayet edilen ve sadece Mıhnef b. Süleym"den nakledilen, “her ev halkına, her yıl bir kurban gerektiğini” ifade eden hadis hem zayıftır,28 hem de mensûh yani hükmü yürürlükten kaldırılmıştır.29 Malî durumu müsait olup da, Kurban Bayramı"nda kurban kesmeyen kimseler hakkında Hz. Peygamber"in “namazgâhımıza yaklaşmasın” buyurduğunu ifade eden30 zayıf rivayet ise, bir dışlama ifadesi olarak değil, kurban kesmeye teşvik amaçlı bir uyarı şeklinde anlaşılmalıdır.
Resûl-i Ekrem"in kurban kesen Müslüman"dan söz ederken "Âdemoğlu" ifadesini kullanması, bize insanlık tarihinde ilk kurban ibadetini yerine getiren Hz. Âdem"in iki oğlunu hatırlatmaktadır. Her ikisi de birer kurban sunmuşlardı da Allah, kendisine karşı gelmekten sakınan oğulun kurbanını kabul etmiş ve onun dilinden, “Allah ancak takva sahiplerinden kabul eder.” buyurmuştu.31
Yine Peygamberimizin, kurbanı "Hz. İbrâhim"in sünneti" olarak nitelemesi de, İbrâhim"in (as) oğlu İsmâil"i kurban etmekle sınanmasına bir atıf olsa gerekti. Allah, en sevdiği varlığını, biricik oğlunu feda etmekten çekinmeyen Hz. İbrâhim"i büyük bir kurban göndererek mükâfatlandırmıştı.32 Böylece kurban ibadeti sonrakiler için İbrâhimî bir sünnet/gelenek hâline gelmişti.
Kur"an"da yer alan bu örneklerden, tarih boyunca hemen hemen her toplumda kurban ibadetinin var olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim Kur"ân-ı Kerîm bu gerçeği, “Her ümmet için, Allah"ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini anarak kurban kesmeyi meşru kıldık.” 33 âyetiyle dile getirmektedir.
İslâm öncesi Arap toplumunda da çeşitli amaçlarla putlar adına kurban kesme âdeti yaygındı. Câhiliye Arapları, belli zamanlarda Kâbe"deki ve diğer bölgelerdeki putlara olan bağlılıklarını göstermek için kestikleri kurbanların kanlarını putların üzerine döker, etlerini yırtıcı hayvanlar yesin diye dikili taşların üzerine bırakırlardı. Onların yarar sağlayacağı düşüncesiyle ölen kimsenin kabri başında da kurban kestikleri bilinmektedir. İslâm döneminde bu âdet, tevhid inancına aykırı öğelerden temizlenerek Hz. İbrâhim"in sünnetine uygun biçimde ihya ve ıslah edilmiş, sosyal