Yine hadislere göre kurbanlıkların sadece etleri değil, derileri, yünleri, develerin üzerindeki minder gibi değerli eşyalar da fakirlere tasadduk edilirdi.47 Kasap ücreti ise, kurban etinden değil, sahibi tarafından ödenirdi.48
Kişi, kurbanını bizzat kesebileceği gibi, vekil tayin etmek suretiyle başkasına da kestirebilir.49 Nitekim Allah Resûlü de, hicretin dokuzuncu senesinde kurbanlık develerini hac emîri olarak tayin ettiği en yakın dostu olan Hz. Ebû Bekir"le Mekke"ye göndermişti.50 Yine Hz. Ali, Peygamberimizin yaptığı vasiyet gereği onun adına iki koç kesmişti.51
Kurban kesmenin fıkhî hükmü, sahâbeden beri tartışılagelmiştir. Abdullah b. Ömer"e bu husus sorulduğunda, Resûlullah"ın (sav) Medine"de on yıl kaldığını ve her yıl kurban kestiğini,52 (ona uyarak) Müslümanların da kurban kestiğini ve böylece kurban kesmenin sünnet olduğunu söylemiştir.53 İbn Ömer"in, bu soruya, Kevser sûresindeki “venhar” emrine değil de, Hz. Peygamber"in devamlı uygulamasına dayanarak cevap vermesi dikkat çekmektedir.
Resûlulah"ın tavsiyelerini eksiksiz dikkate alan ve gereğince amel etme eğiliminde olan sahâbîler, ondan öğrendikleri bu faziletli ibadeti —maddî durumları ölçüsünde— yine ona uyarak yerine getirmeye çalışmışlardır. Ancak zamanla kurban kesme âdeta zorunlu bir yükümlülük gibi anlaşılmaya başlanmış olmalıdır. Buna mukabil Akabe Biati"ne katılan en genç sahâbî olma şerefine ermiş54 Ebû Mes"ûd el-Ensârî (Ukbe b. Amr), “Sizin en zenginlerinizden olduğum hâlde, bir vecibe zannedilmesi korkusuyla kurban kesmemeyi düşündüm.”55 şeklinde bir açıklama yapma ihtiyacı hissetmiştir. Hatta diğer bir rivayete göre bu sahâbî, “Zengin olduğum hâlde, komşularımın mutlaka kurban kesmem gerektiğini düşünecekleri endişesiyle kesmiyorum.”56 demiştir.
Yine Rıdvan Biati"ne katılan sahâbîlerden Huzeyfe b. Esîd"in57 şöyle dediği nakledilir: “Ben (kurban konusundaki) sünneti bilmeme rağmen ailem beni (birden fazla kurban kestirerek) sıkıntıya soktu. Halbuki (evvelden) bir aile, bayramda bir veya iki koyunu kurban ederdi. Şimdi (bir iki koyunla yetinirsek) komşularımız bizi cimrilikle itham ediyorlar.”58 Halbuki ben, Ebû Bekir ve Ömer"in bile kurban kesmediklerine şahit oldum.”59
İstanbul"u şereflendiren sahâbî Ebû Eyyûb el-Ensârî de ilerleyen yıllarda kurban konusundaki bu gayretin boyutlarını şöyle anlatır: “Resûlullah (sav) zamanında kişi, kendisi ve çoluk çocuğu için bir koyun keserdi.