Hz. Peygamber (sav) ve ashâbının zor zamanlarıydı... Tebliğe başladığı günden itibaren Hz. Peygamber"e karşı olumsuz bir tavır alan müşriklerin boykot, baskı ve işkenceleri son haddine ulaşmış, müminler işkenceyle öldürülmeye başlanmıştı. Mekkeli müşriklerin, Müslümanlara yaşattıkları vahşet karşısında Müslümanların güvenliğini sağlama imkânı bulamayan Resûlullah, çareyi hicret etmekte bulmuştu. Öncelikle ashâbından hicret etmelerini isteyen Hz. Peygamber,1 daha sonra kendisi de Medine"ye hicret etmişti.2 Hicretten sonra Hz. Peygamber, her şeylerini Mekke"de bırakarak Medine"ye hicret eden Mekkeli müminler (muhacir) ile onlara her konuda yardımcı olan Medineli müminler (ensar) arasında bir kardeşlik antlaşması (muâhât) yapmıştı.3 Buna göre Hz. Peygamber her bir muhaciri ensardan biri ile kardeş ilân etti. Böylece ensar, muhacirlere kucak açıp ihtiyaçlarını giderecek, onları barındıracak, yeni memleketlerinde yeni bir hayat kurmalarına yardımcı olacaktı.
Hz. Peygamber"in bu şekilde kardeş yaptığı kimseler arasında muhacirlerden Selmân el-Fârisî ile ensardan Ebu"d-Derdâ da yer alıyordu. Bu kardeşlerden Ebu"d-Derdâ, Müslüman olduktan sonra kendisini ibadetten alıkoyduğu için ticareti dahi bırakıp kendini ibadete vermiş bir kimseydi.4 Bir gün Selmân, kardeşi Ebu"d-Derdâ"yı ziyarete gitti ve dostunun hanımını bakımsız elbiseler içinde görünce çok şaşırarak, “Bu ne hâl?” diye sordu. Ümmü"d-Derdâ, kocasının kendisi ile ilgilenmediğini ima ederek, “Kardeşin Ebu"d-Derdâ"nın dünyaya (ve bir eşe) ihtiyacı kalmadı ki!” karşılığını verdi. Biraz sonra Ebu"d-Derdâ gelerek Selmân"a yemek ikram etti. Selmân onun da kendisiyle birlikte yemesini isteyince Ebu"d-Derdâ, “Ben oruçluyum.” dedi. Ancak Selmân, “Sen yiyene kadar ben yemeyeceğim!” deyince Ebu"d-Derdâ, nafile olan orucunu bozarak yemeğe katıldı.
Selmân, o gece Ebu"d-Derdâ"nın misafiri oldu. Ebu"d-Derdâ gecenin bir yarısında erkenden namaza kalkmıştı. Bu durumu fark eden Selmân, yatıp uyumasını istedi. Bir süre sonra tekrar namaza kalkan Ebu"d-Derdâ"yı Selmân yine uyuması konusunda ikaz etti. Gecenin sonuna doğru Selmân, Ebu"d-Derdâ"yı, “(Haydi), şimdi kalk.” diyerek uyandırdı ve ikisi birlikte namaz kıldılar. Namaz sonrasında Selmân, Ebu"d-Derdâ"yı karşısına alarak kardeşlik hakkından doğan şu samimi uyarıda bulundu: “Rabbinin senin