göğsüne, sakalına ve secde ettiği yere damladı. Daha sonra Bilâl-i Habeşî sabah ezanını okumaya geldi. Allah Resûlü"nün ağladığını görünce, "Yâ Resûlallah! Yüce Allah geçmiş ve gelecek bütün günahlarını affettiği hâlde niçin ağlıyorsun?" dedi. Allah Resûlü ona şu cevabı verdi: "Ben Allah"a şükreden bir kul olmayayım mı?" ”2
Allah Resûlü"nü mübarek ayakları ya da bacakları şişinceye kadar3 ibadete yönlendiren duygu, Allah"a şükretme duygusudur. Kendisine yeni inen4 ve göklerin ve yerin yaratılışını, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gitmesini akıl sahipleri için ibret olarak takdim eden âyetten sonra5 derin tefekkür sahibi bir Peygamber elbette O"na şükretmeyi seçecekti.
“İnsan”a biri “şükür/teşekkür”, diğeri “küfür/nankörlük” olmak üzere iki yol gösterilmiştir. Yüce Yaratıcı ona akıl ve irade vermiştir; ister şükreden biri olsun, isterse inkâr eden biri!6 İster kadirşinaslığı yani iyiliklerin değerini bilme yolunu tercih etsin, isterse nankörlük yolunu!
Şükür, Yüce Allah"ın sayısız nimetlerine karşı kalp, dil ve beden ile övgüde ve teşekkürde bulunma, nimetleri saygı ile itiraf etmedir. Kalbin şükrü, nimetleri verenin Allah olduğuna inanmak; dilin şükrü, Allah"ın verdiği nimetlere hamdetmek; bedenin şükrü, varlığını Allah"ın rızasına uygun bir şekilde sürdürmek, namaz, oruç gibi ibadetleri eda etmek ve O"nun yasaklarından uzak durup buyruklarını yerine getirmek; malın şükrü ise sadaka ve zekât vermektir.
Şükür, aslında bir kulluk bilinci, bir yaşama biçimidir. Kur"an"ın ifadesiyle Allah"a kul oluşun bir gereğidir.7 Güzel isimlerinden biri de “Şekûr” olan, yani kendisine yapılan şükranları kabul eden Allah, insanın kendisine şükretmesini, nankörlük yapmamasını istemektedir.8 Ayrıca O, yapılan şükrü karşılıksız bırakmamakta, şükre karşı daha fazlasını lütfetmektedir: “Eğer şükrederseniz elbette size (nimetimi) artırırım. Eğer nankörlük ederseniz gerçekten azabım çok şiddetlidir!” 9 Aslında, “Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük edene gelince, (bilmelidir ki) Rabbimin hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. O, çok kerem sahibidir.” 10 Ne var ki çoğu insan şükretmez!11 Bir kısmı da çok az şükreder!12
İnsanlığın örnek şahsiyetleri olan peygamberler, hep Rablerine şükretmişlerdir. Kur"ân-ı Kerîm, Hz. Nuh hakkında, “O, çok şükreden bir kul idi.” 13 derken; Allah"ın nimetlerinden dolayı Hz. İbrâhim"in;14 kendilerine verilen ilimden dolayı Hz. Dâvûd ve Hz. Süleyman"ın15 hamd ve şükürlerinden bahsetmektedir.