Allah"ın sevgisine mazhar olacaklarını ifade etmiştir.29 Peygamber Efendimiz gizliliğe ve dolayısıyla ihlâsa daha yakın olduğu için gece namazını teşvik etmiş30 ve farz namazlardan sonra en değerli namazın gece namazı olduğunu bildirmiştir.31
İbadetlerin az veya çok olması değil, ihlâsla yapılmış olması önemlidir. Onun için Hz. Ali, “Amelin az olup olmamasını değil, makbul olmasını önemseyin.”32 uyarısında bulunmuştur. Zira amelin kabulü, büyük ölçüde ihlâsla yapılmış olmasına bağlıdır. Hz. Peygamber"in Yemen"e gönderdiği genç sahâbîsi Muâz b. Cebel, kendisine tavsiyede bulunmasını isteyince Allah"ın Elçisi, “İnancında samimi (ihlâslı) ol. O zaman sana az amel de yeter.” buyurarak ihlâs ve samimiyetin önemine dikkat çekmiştir.33
Kurtuluşa erenlerden olmak için Allah"ın rızasını elde etmek, bunun için de ihlâslı olmak gerekir. Allah Resûlü, ameli ihlâsla sırf Allah rızası için işleyen kimsenin kalbinin hile ve aldatma duygularından arınacağını34 ve ecri yalnızca Allah"tan umularak yapılan amellerin geçmiş günahların bağışlanmasına vesile olacağını bildirmiştir.35 Ayrıca o, Rabbimizin rızasına ulaşmanın yolunu şöyle açıklamıştır: “Kim hiçbir ortağı olmayan, tek olan Allah"a ihlâsla ibadet ederek, namazı dosdoğru kılarak, zekâtı vererek dünyadan ayrılırsa, Allah kendisinden razı olduğu hâlde ölmüş olur.” 36
İşte, Necidli Dımâm b. Sa"lebe de bu samimiyetiyle cenneti hak edenlerden biriydi. Hicretin beşinci yılında kabilesinin elçisi olarak Medine"ye gelen Dımâm, Resûlullah"a namaz, oruç ve zekât gibi İslâm"ın temel prensiplerini sormuş, Hz. Peygamber de ona bu prensipleri anlatmıştı. Bunun üzerine Müslüman olan Dımâm, “Sana ikramda bulunan Allah"a yemin ederim ki nafile ibadet yapmayacağım. Fakat Allah"ın bana farz kıldığı ibadetlerden de hiçbir şeyi eksik bırakmayacağım.” demiş, Allah Resûlü onun ardından, “Eğer sözüne sadık kalırsa kurtuluşa ermiş/cennete girmiştir.” buyurmuştu.37 Kabilesine dönen Dımâm onları İslâm"a davet edince, onlar kadınıyla erkeğiyle hep birlikte bu daveti kabul edip Müslüman olmuşlardı.38 Böylece Dımâm, hem kendisini hem de kabilesini şirkin karanlığından tevhidin aydınlığına çıkarmış oldu.
Hz. Peygamber"in, “...Kıyamet gününde şefaatimle en fazla mesut olacak kişi, tüm kalbiyle veya gönülden "Lâ ilâhe illâllâh" (Allah"tan başka ilâh yoktur.) diyen kişidir.” 39 hadisi, ihlâs konusunda söylenebileceklerin özü olsa gerektir. İnanç, ibadet ve iyiliklerin Allah katında değer kazanması, yani insanın gerçek anlamda “kul” olması, ihlâs ve samimiyete bağlıdır. Samimi