tebliğ için Tâif"e giden Resûlullah, buradaki kötü karşılamaya, taşlanmasına ve ayaklarının kanlar içinde kalmasına rağmen sebatını bozmamış ve ümitsizliğe düşmemişti. Uhud"da ise yaralanması ve etrafında çok az insan kalması bile hezimet anında büyük bir kararlılıkla ashâbını toplayıp bu yenilgiyi zafere dönüştürmesine engel olamamıştı. Huneyn"de düşmanın pususu karşısında panik olan Müslümanlara Kur"an"ın ifadesiyle, yeryüzü bütün genişliğine rağmen dar geldiği10 anda Allah Resûlü hem düşman üzerine yürümüş hem de ashâbına kabilelerinin isimleriyle seslenerek toparlanmalarını sağlamıştı.11 Yine Hz. Peygamber"in müttefik güçlere karşı giriştiği oldukça sıkıntılı geçen Hendek Savaşı"nda verilen mücadeledeki kararlı tavrı da Kur"an"da Müslümanlar için güzel bir örnek olarak sunulmuştur.12 Risâlet görevinde pek çok sıkıntı ve zorlukla karşılaşan Hz. Peygamber, kimi zaman bu şekilde sıkıntılara katlanarak kimi zaman da değişik stratejiler belirleyerek amacına ulaşmak için mücadelesini sürdürmüştür. Bu bağlamda önce Habeşistan"a, daha sonra da Medine"ye yapılan hicretler anlamlıdır. Zira yapılan bu hicretler Müslümanlar için sıkıntılardan kaçış olmaktan ziyade davanın tamamlanması yolunda atılan stratejik birer adımdır.
Mümin insan, iman konusundaki azim ve sebatını ibadetlerinde de devam ettirmekle yükümlüdür. Yüce Allah"ın, “Allah"a kulluk et ve O"na kullukta kararlı ol.” 13 emri, Hz. Peygamber"in şahsında ilkeli ve sebat içerisinde davranmak her mümin için bir hayat tarzı olarak sunmaktadır. Çünkü Allah"a kulluk, iman ve amelden oluşan bir bütündür. “Ailene namazı emret ve kendin de ona devam et.” 14 ve “Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.” 15 emirleri de yine onun şahsında bütün Müslümanlara ibadetlerde devamlılığı salık vermektedir. Hz. Peygamber, “Allah katında amellerin en sevimlisi hangisidir?” sorusunu, “Az da olsa devamlı olanıdır.” 16 şeklinde yanıtlamış, kendisi ibadetlerinde devamlılığa özen göstererek inananlara örnek olmuş ve bu yönde tavsiyelerde bulunmuştur. Bu bağlamda gecesini gündüzünü ibadetle geçiren sahâbî Abdullah b. Amr"a yaptığı tavsiyeler ibadetlerde sürekliliğin önemini ortaya koyması bakımından dikkat çekicidir. Bir gün Allah Resûlü ona, “Gündüz oruç tuttuğun, gece ibadetle meşgul olduğun kulağıma geldi, gerçekten öyle mi?” diye sordu. Abdullah b. Amr, “Evet, Allah"ın Resûlü! (böyle yapıyorum)” diye cevapladı. Efendimiz, “Böyle yapma. Bazen oruç tut, bazen da tutma. Gece ibadet et ama uykunu da al. Çünkü vücudunun sende hakkı var, gözünün sende hakkı var, hanımının sende hakkı var,