Hz. Peygamber ile uzun süre birlikte olup ona hizmette bulunma şerefine eren meşhur sahâbîlerden Ebû Zer yine bir gün onunla beraberdi. Allah Resûlü binitine binerek arkasına da Ebû Zerr"i oturtmuş ve sohbete başlamıştı. Ebû Zerr"e birtakım sorular soruyor, Ebû Zer de Allah Resûlü"nün daha iyi bileceğini söyleyerek onun açıklamalarına kulak veriyordu. Resûlullah"ın sorularından biri şöyleydi: “Ebû Zer, yatağından kalkıp mescide gidemeyecek, mescide gidip de yatağına dönmeye takatin kalmayacak kadar aşırı bir açlığa maruz kalırsan ne yaparsın?” Bu soru üzerine Ebû Zer yine Hz. Peygamber"in kanaatini öğrenmek için, “Allah ve Resûlü daha iyi bilir.” diye cevap verince Resûlullah da ona, “Bu durumda dahi iffetli olman gerekir.” buyurdu.1 Böylece Müslüman"ın en sıkıntılı zamanlarda bile, iffetini koruyup başkalarına el açmaması veya haram kazançlara göz dikmemesi gerektiğini bildirdi.
Sözlükte, “harama yaklaşmamak, helâl olmayan söz ve fillerden kaçınmak” mânâsına gelen “iffet”; kişinin yeme, içme ve cinsellik konularında nefsin aşırı arzularını dizginleyerek dengeli ve ölçülü davranmasını, dinin belirlediği çerçevede hareket etmesini ifade eden ahlâkî bir terimdir. Nefsanî arzulara aşırı düşkünlüğü ifade eden “şereh” ile bu arzulardan tamamen uzaklaşma anlamındaki “humûd”un ortasında yer alan “iffet”; hikmet, şecaat (cesaret) ve adaletle birlikte İslâm ahlâk felsefesindeki “dört temel fazilet”i oluşturur. Gazâlî, İhyâ isimli eserinde hayâ, sabır, arzuları dizginlemek, dürüstlük, kanaat, ağırbaşlılık, nezaket, güzel yaşayış, Allah korkusu, düzenlilik, cömertlik, eli açıklık, diğerkâmlık, âli cenaplık, yardımseverlik, bağışlama ve hoşgörü gibi erdemlerin iffetin alt kolları olduğunu söylemiştir.2 Ondan çok daha önce meşhur yedi kıraat âliminden biri olan Ebû Amr b. Alâ ise câhiliye döneminde “cömertlik, ağırbaşlılık, yumuşak huyluluk, sabır, tevazu ve düşünerek ölçülü hareket etme” sıfatlarının asalet ölçüsü olduğunu bildirdikten sonra İslâmiyet"te bu vasıfların tamamının “iffet” kapsamında değerlendirildiğini dile getirmiştir.3
İffet kelimesinin “cinsel konularda ahlâk kurallarına bağlılık” şeklindeki kullanımı yaygınlaşmış olduğundan “iffetli olmak” günümüz toplumunda, yalnızca namusu korumak şeklinde anlaşılmaktadır. Ancak