عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ: قَالَ الْمِقْدَادُ يَوْمَ بَدْرٍ: يَا رَسُولَ اللَّهِ، إِنَّا لاَ نَقُولُ لَكَ كَمَا قَالَتْ بَنُو إِسْرَائِيلَ لِمُوسَى: ﴿فَاذْهَبْ أَنْتَ وَرَبُّكَ فَقَاتِلاَ إِنَّا هَا هُنَا قَاعِدُونَ﴾ وَلَكِنِ امْضِ وَنَحْنُ مَعَكَ، فَكَأَنَّهُ سُرِّيَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ (صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمْ) .
Abdullah (b. Mes"ûd) tarafından nakledildiğine göre,
Mikdâd (b. Amr), Bedir günü şöyle dedi:
“Ey Allah"ın Resûlü! Biz İsrâiloğulları"nın Hz. Musa"ya dedikleri gibi, "Sen ve Rabbin gidin, onlarla savaşın. Biz burada oturacağız." demiyoruz. Biz sana ancak, "(Düşman üzerine) yürü, biz de seninle beraberiz!" diyoruz.” Sanki bu söz Resûlullah"ın (sav) bütün kaygılarını giderdi.
(B4609 Buhârî, Tefsîr, (Mâide) 4)