Tevazu sahibi olmak Müslümanlığın gereklerindendir. Ancak her şeyde olduğu gibi tevazuda da aşırıya kaçmamak önemlidir. Zira mümin hem kendisinin hem de Müslüman kardeşinin saygınlığını ve şerefini korumakla memurdur.56 Müminler kendilerini hakir görenlere karşı kararlı ve asil duruşlarını korumalı, şereflerinin ayaklar altına alınmasına müsaade etmemelidir. Zira Kur"ân-ı Kerîm"de belirtildiği gibi: “Muhammed, Allah"ın Resûlü"dür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çetin (kararlı ve tavizsiz), birbirlerine karşı da merhametlidirler.” 57 Hz. Peygamber"in, sıtma hastalığından dolayı zayıf düşen ashâbına, Mekke"ye geldiklerinde onları âciz görerek onlarla alay etmek isteyen müşriklerin önünden geçerken remel yaparak yani çalımlı bir şekilde yürüyerek tavaf etmelerini emretmesi de bu amaca mâtuftur.58
İslâm"a göre kibir, insana yaraşmaz ve azamet sadece Allah"a yakışan bir sıfattır. O"nun dışındaki her büyüklük geçici ve izafî olup gerçek büyüklük O"na mahsustur; O en yüce olandır. Müslümanlar da her gün ezanlarında, namazlarında ve zikirlerinde, “Allâhü ekber” diyerek O"nu tesbih etmekte ve Rablerinin yüceliğini dillendirmektedirler.