Kelâm-ı kadimde sözlerin hak,32 sabit,33 kesin/kati,34 maruf,35 dosdoğru,36 etkili,37 kerim,38 kolay39 ve yumuşağından40 söz edilir. Keza (taşıması) ağır,41 (vebali) büyük,42 yalan,43 (aldatıcı) yaldızlı,44 kötü, çirkin sözler45 de vardır. Söze kulak verip, en güzeline uyanlar övülür.46 Eşinden şikâyetini göklere yönelten hanımın sözlerini Allah"ın işittiği bildirilir.47 Vahyin beşer sözü olduğu kesin bir dille reddedilir.48 Kur"an"ın şair sözü olduğu savı aynı şiddetle geri çevrilir.49 Şairlerin boş, kuru vehim vadilerinde dolaştıkları ifade edilir.50 Kutlu Nebî"ye Allah"ın şiir öğretmediği, ona şiirin yaraşmayacağı belirtilir. Ona vahyedilenin bir öğüt ve apaçık Kur"an olduğu söylenir.51
Şiirin saltanatını yerinden eden, şiir olmayan sözdür Kur"an. Ama şiir Arap toplumunun bir gerçeğidir. Arap"ın dünyasından şiiri alırsanız geriye bir şey kalmaz. Şiir onların hafızası, tarihi, aşkı, heyecanı, övüncü, hicvi, yakarışı, adanışı, savaş çağrısı, düşmanı aşağılaması, gecelerinin neşesi, acılarının şikâyeti, seferlerinin eğlencesidir. Çölde yük taşıyan develer şiir eşliğinde, recezle, aruzla bir başka yürür. Coşarak seyreder. Şiirin temposu kervanların yolunu kısaltır. Hayâ timsali Son Elçi"nin, “Ne yapıyorsun Enceşe, yavaş ol! Cam gibi narin (hanım) yolcularına mukayyet ol!” 52 anlamına gelebilecek sözleri böyle bir geleneğin yadigârıdır. Bir yolculuk sırasında aralarında Hz. Enes"in annesinin de bulunduğu Peygamber eşlerini taşıyan develer, Enceşe"nin coşkulu şiir nağmeleriyle o kadar süratlenmişlerdir ki, müşfik Peygamber, hanımefendiler incinebilir kaygısıyla Enceşe"yi bu şekilde uyarmıştır.
Câbir b. Semüre; hani şu, Sevgililer Sevgilisi"nin yanlarından geçerken yanağını okşadığı ve sırf okşadığı için o yanağının ötekinden daha güzel olduğunu söyleyen Câbir53 diyor ki: “Ben Hz. Peygamber"in meclisinde yüzlerce kere bulundum. Arkadaşlarıyla mescitte otururlardı. Ashâbı şiirler okur, câhiliye devrinden söz ederlerdi. O, konuşulanları sessiz bir biçimde dinler, zaman zaman da onlarla birlikte gülümserdi.”54
Kutlu Nebî şair değildir. Hiçbir zaman da şairliğe heves etmemiştir. Ama şiiri en iyi bilenlerdendir. Arap"ın dahi şairlerinin dizelerini sorup soruşturandır. Yeri geldiğinde onlardan aktarımlarda bulunandır. Zor zamanlarda şairlerin dilinden dökülen kimi hikmetli sözleri tekrarlamak suretiyle arkadaşlarını rahatlatandır. Kendisi de binlerce beyti ezbere bilen sevgili eşi Âişe"nin söylediğine göre Kutlu Nebî, gecikmiş bir haberi beklediği zaman Muallaka şairi Tarafe"nin şu dizelerini tekrarlarmış:55