Hadislerle İslâm Cilt 3 Sayfa 435

sebebiyle cehenneme girebileceklerini bildirmiştir.18 Bu yüzden Allah Resûlü, gıybet konusunda oldukça titiz davranmış ve eşi Hz. Âişe"nin naklettiğine göre, ismini zikrederek kimse hakkında kötü konuşmamıştır. Bunun yerine, insanların olumsuz davranışlarını gördüğü zaman onları düzeltmek için, “İnsanlara ne oluyor da şöyle şöyle yapıyorlar?” gibi genel ifadeler kullanmayı tercih etmiştir.19 “Ya hayır söylemeyi ya da susmayı” emreden Allah Resûlü,20 gıybet ve dedikodu yaparak kötü şeyler konuşmak yerine susmayı önermiş21 ve dilini bunlardan koruyabildiğinde kişinin cennete girebileceğini müjdelemiştir.22

Hz. Peygamber tarafından, “elinden ve dilinden emin olunan insan” olarak tanımlanan Müslüman,23 kalbiyle sû-i zan besleyen, diliyle gıybet eden, insanları arkalarından çekiştiren, onların kusurlarını araştıran, ayıplarını ortaya döken, sözleriyle kardeşini yaralayan insan değildir. İmanı gereği, güzel ahlâkla donanan Müslüman,24 kardeşinin mahremiyetine dil uzatarak onun şerefini, haysiyetini incitemez. “Müslüman"ın, Müslüman"a malı, ırzı ve kanı haramdır. Kişiye Müslüman kardeşini hakir görmesi günah olarak yeter.” buyuran Allah Resûlü,25 Müslümanların birbirlerine dil uzatmak yerine bu tür sözlere karşı birbirlerini savunmalarını istemiştir: “Kim Müslüman kardeşinin iffetini korursa Allah da kıyamet gününde onun yüzünü cehennem ateşinden korur.” 26 buyurarak müminlerin boş iş ve sözlerden yüz çevirip27 dayanışma içinde olmaları gerektiğini bildirmiştir. Bir vücudun organları gibi birbirlerine kenetlenmiş olan28 Müslümanlar kardeştir29 ve buna göre Müslüman"ın kardeşini ne sözleriyle ne de davranışlarıyla incitmesi helâldir. Gıybet etmek suretiyle kardeşinin hakkına girmiş olan kişinin hem kardeşinden hakkını helâl etmesini istemesi hem de kul hakkına sebep olduğu için Rabbinden af dileyip tevbe etmesi gerekmektedir.

Dünyevî ve uhrevî yönden pek çok zarara neden olması dolayısıyla haram kılınmış olan gıybet fiiline bazı istisnaî durumlarda ruhsat verilmiştir. Niyetin iyi olması koşuluyla, meşru bazı mazeretler gözetilerek aleyhte konuşulduğunda bu gıybet sayılmamaktadır. Bir suçluyu ilgili makamlara şikâyet etmek, çevresine zarar veren bir insandan korunmak, birinin yapacağı kötülüğe engel olmak, kötü davranışları ıslah etmek, lakabıyla meşhur olmuş bir insanı tanıtmak, günahı alenen işleyen ve bundan utanmayan bir insanı kınamak veya bir âlime fetva sormak maksadıyla konuşulduğunda, bu gıybet olmamaktadır. Zira ashâbdan Allah Resûlü"ne fetva sormak maksadıyla insanlar gelmekte ve gerektiğinde insanların

    

Dipnotlar

18 B6477 Buhârî, Rikâk, 23.

19 D4788 Ebû Dâvûd, Edeb, 5.

20 B6136 Buhârî, Edeb, 85, M173 Müslim, Îmân, 74.

21 T2501 Tirmizî, Sıfatu’l-kıyâme, 50

DM2741 Dârimî, Rikâk, 5.

22 B6807 Buhârî, Hudûd, 19.

23 M162 Müslim, Îmân, 65.

24 DM2820 Dârimî, Rikâk, 74.

25 D4882 Ebû Dâvûd, Edeb, 35.

26 T1931 Tirmizî, Birr, 20.

27 Kasas, 28/55

وَاِذَا سَمِعُوا اللَّغْوَ اَعْرَضُوا عَنْهُ وَقَالُوا لَنَٓا اَعْمَالُنَا وَلَكُمْ اَعْمَالُكُمْۘ سَلَامٌ عَلَيْكُمْۘ لَا نَبْتَغِي الْجَاهِل۪ينَ ﴿55﴾ Mü’minûn, 23/3. وَالَّذ۪ينَ هُمْ عَنِ اللَّغْوِ مُعْرِضُونَۙ ﴿3﴾

28 M6586 Müslim, Birr, 66.

29 Hucurât, 49/10.

اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ فَاَصْلِحُوا بَيْنَ اَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ۟ ﴿10﴾