Hz. Peygamber ashâbıyla birlikte bulunduğu bir sırada bir adamdan söz edilmişti. Orada bulunanlardan biri söz konusu adamı övünce Hz. Peygamber (sav), “Yazıklar olsun sana! Kardeşinin boynunu kestin!” buyurdu ve bu sözü üç kez tekrarladı. Sonra da şunları ekledi: “Sizden birisi illâ bir kimseyi methedecekse, "Gördüğüm kadarıyla filâncanın şöyle olduğunu sanıyorum. Ameline göre onu hesaba çekecek ise Allah"tır. Allah"ın karşısında hiç kimseyi temize çıkarıp aklayamam." desin. Bunu da o kimsenin hâlini öyle biliyorsa söylesin!” 1
İslâm ahlâk literatüründe özellikle zenginlere ve yüksek mevki makam sahibi kimselere övgü yağdırmakla tanınmış ve bu tutumlarını alışkanlık hâline getirmiş olanlara “dalkavuk/yağcı”, yaptığı işe de “dalkavukluk/yağcılık” denmiştir. Dalkavuk, karşısındaki kişiyi aşırı şekilde överek ondan itibar ve menfaat sağlamayı amaçlar. Dalkavukluk ise bir kişilik zafiyeti olup Müslüman"a yakışmayan bir davranıştır.
İnsan kusursuz olmayı sever ve saygınlık kazanmayı, şöhreti arzular; bu nedenle övülmek hoşuna gider. Yerilmek, bu arzusuna aykırı düştüğü için kendisini huzursuz hisseder ve yerilmeyi sevmez. Fazilet sahibi kimseler, tanıyıp tanımadığı kimseler hakkında ulu orta konuşan, övgüler düzen şarlatanların övgülerinden hoşlanmazlar. Çünkü dalkavuklar, güç ve iktidarı gözetirler. Dalkavuk, her zaman güç ve iktidardan yanadır. Dalkavuk, hakkı savunmak yerine güçlü olanın yanında yer almayı ve ona övgüler yağdırmayı âdet hâline getirmiştir. Yanında olduğu, övgüler yağdırdığı güç zayıflayıp tükenerek yok olmaya yüz tutunca da yeni güç ve iktidarın dizi dibine çöker.
Övülen kişi, kibir, böbürlenme, kendini beğenme gibi tavır ve davranışlardan sakınmalıdır. Yapılan övgüleri hoş karşılamamalıdır. Ebû Hüreyre, “Resûlullah (sav), (dalkavukluğu âdet hâline getiren) övücülerin ağızlarına toprak saçmamızı (onlara engel olmamızı) emretti.” demiştir.2 Zâhirine bakarak Hz. Peygamber"in bu uyarısını harfiyen uygulayan sahâbîler de olmuştur. Nitekim bir mecliste, Hz. Osman yüzüne karşı