şey söylemeyin!” buyurur. Fakat sahâbîlerin, onun cezalandırılması yönündeki aşırı talep ve itirazları devam eder. Bunun üzerine Hz. Peygamber, “Hâtıb, Bedir ehlinden değil mi? Allah, Bedir ehlinin (o günkü yüksek mücadelelerini) takdir etmiştir de onlara, "İstediğinizi yapın, cennet sizlere vacip olmuştur (veya ben sizleri bağışlamışımdır)." buyurmuştur.” der.28
Maalesef Allah"ın (cc) sevmediği, Hz. Peygamber"in ve sahâbîlerin çok kötü bir ahlâk zaafı olarak algıladığı “ihanet” ve kötü bir insan olarak nitelendirdiği “hain” bazı dönemlerde bu şekilde algılanmayacak, hatta kimileri günlük menfaatleri elde edebilme uğruna bu kötülüğü sergilemekten çekinmeyeceklerdir. Nitekim Peygamber Efendimiz bu durumu şöyle dile getirmektedir: “İnsanlara öyle aldatıcı yıllar gelecek ki o yıllarda yalancılar tasdik edilecek, doğru söyleyenler ise yalanlanacak. Keza o yıllarda haine itimat edilecek, emin kimseye de hainsin denecek.” 29
Fakat şu hiçbir zaman unutulmamalıdır ki bu dünya fânidir. Baki olan âhiret hayatıdır. Kişi gerçek cezayı orada çekecektir. Hain de, hainlik ettiği şeyin günahı ile birlikte kıyamet gününde hak ettiği cezayı eksiksiz olarak çekecek,30 başkasına hainlik edenin sevapları hainlik ettiği kişiye verilecek,31 hatta Allah Resûlü"nün ifadesine göre hain cennete giremeyecektir.32
Diğer taraftan Hz. Peygamber; bir müminin kibir, hainlik ve borçtan uzak olduğu hâlde ruhu cesedinden ayrılırsa onun da cennete gireceği müjdesini vermiştir.33
Dünyada sahip olduğu her şey kendisine emanet olarak verilen insanoğlu bu emanetlere riayeti ölçüsünde ya “emin” ya da “hain” sıfatını kazanır. Kendi canına, sağlık ve sıhhatine gereken özeni göstermeyen, kendini bilerek tehlikeye atan kişi kendisine karşı, çoluk çocuğunun maddî ve mânevî ihtiyaçlarına duyarsız kalan kişi ailesine karşı, çalıştığı işe gereken önemi vermeyen ve özeni göstermeyen kişi işverenine karşı, yaşadığı doğal çevreyi tahrip eden, kirleten, yaşanmaz hâle getiren kişi içerisinde yaşadığı çevreye karşı, toplumuna karşı sorumluluklarını yerine getirmeyen kişi içinde yaşadığı topluma karşı, devletine karşı sorumluluklarını yerine getirmeyen kişi devletine karşı, geçmişlerinden tevarüs ettiği mânevî değerleri taşımayan, kendisinden sonraki nesillere aktarmayan kişi de değerlerine karşı bir nevi ihanet içerisinde demektir. Allah Resûlü"nün bu konudaki uyarısı son derece açıktır: “Müslüman, Müslüman"ın kardeşidir. Ona hainlik yapmaz, ona yalan söylemez, onu zor durumda yüzüstü bırakmaz...” 34