Hz. Peygamber (sav) bir hadisinde mahşer gününde üç kişinin ilâhî huzurda nasıl hesaba çekileceklerini tasvir eder. Bunlardan birincisi, Allah yolunda canını verebilecek kadar fedakârlık gösterdiğini düşünen kişidir. Bunu hesap ederek çok büyük mükâfata mazhar olacağını ümit eden bu kişi, nihayet büyük hesap için Allah"ın huzuruna getirilir. Önce, Yaratan"ın ona bahşettiği nimetler bir bir sayılır. O da, sayılan nimetlere mazhar olduğunu itiraf eder. Ardından, “Peki, sen bu nimetlerin karşılığı olarak neler yaptın?” diye sorulur. Allah yolunda canını bile verdiğini düşünerek, “Senin yolunda çarpıştım. Sonunda şehit edildim.” der. Onun gerçekte ne için savaştığını çok iyi bilen Allah Teâlâ asıl niyetini açığa çıkarır: “Yalan söylüyorsun! İnsanlar sana "cesur" desinler diye savaştın. Zaten bu dileğin de gerçekleşti. İnsanlar, ardından senin ne kadar kahraman biri olduğunu anlatıp durdular.” Allah, meleklerine emir verir ve şehitlik sevabı bekleyen kişi sürüklenerek cehenneme atılır.
Diğeri de ilim tahsil eden, bilgisini başkalarıyla paylaşan, aynı zamanda Kur"an"ı güzel okuyan bir ilim adamıdır. Allah, ona da ikram ettiği nimetleri tek tek sayar. O da bu nimetlerin kendisine ikram edildiğini itiraf eder. Allah ona da sorar: “Peki, bunca nimetin karşılığı olarak ne yaptın?” Adam, “İlim tahsil ettim, bildiklerimi insanlara öğrettim ve senin rızan için Kur"an okudum.” karşılığını verir. Allah önceki gibi onun da riyakârlığını açığa çıkarır: “Yalan söylüyorsun! İnsanlar sana "âlim" desin diye bu ilmi tahsil ettin. Güzel bir Kur"an okuyucusu desinler diye okudun ve bunu dediler.” Allah Teâlâ emir verir ve melekler bu kişiyi de sürükleyerek cehenneme atarlar.
Sonuncusu, servet sahibi olmuş, dünyalık olarak her istediğini elde etmiş bir zengindir. Allah, ona da ikram ettiği nimetlerini hatırlatır. O da bu nimetlere mazhar olduğunu itiraf eder. Allah ona da sorar: “Peki, sen bunca nimetin karşılığı olarak ne yaptın?” Allah yolunda pek çok infakta