Hz. Hatice"ye karşı duyduğu özlemi de dile getirmiştir. Hz. Hatice"nin vefatından yıllar sonra kız kardeşi Hâle, Resûlullah"ı ziyarete geldiğinde, Hâle"nin sesinin Hatice"ninkine benzerliği karşısında bir an ürperen Allah Resûlü, onu Hz. Âişe"yi kıskandıracak sevinç ve heyecanla karşılamıştı.57
Sevgili Peygamberimiz, Hz. Âişe"yi çok severdi. Amr b. Âs bir gün Peygamberimize, “Sana insanların en sevimlisi kimdir?” diye sormuş ve “Âişe” cevabını almıştı.58 Bir defasında Hz. Âişe, mescitte kılıç kalkan gösterisi sunan Habeşli grubu seyretmek istediğinde Resûlullah, Hz. Âişe gösteriden sıkılana kadar, yanağı Âişe"nin yanağında gösteriyi izlemişlerdi.59 Allah Resûlü"nün Hz. Âişe"ye olan bu muhabbetinin farkında olan hanımlarından Hz. Sevde, Peygamber"in kendisine ayırdığı günü Âişe"ye hibe etmişti.60 Böylelikle Sevde, sevgide fedakârlığın hangi boyutlara varabileceğini göstermesi bakımından emsalsiz bir davranış sergilemişti.
Dinimizde sevgi ve saygı gösterilmesi emredilen varlıklar arasında anne ve baba her zaman özel bir yere sahip olmuş, onlara karşı “öf” bile demek yasaklanmıştır.61 Ayrıca akrabalarla sevgi bağlarının devam ettirilmesi (sıla-i rahîm) konusuna da önem verilmiştir. Allah Resûlü, kişinin çocuklara karşı da her zaman sevgi ve merhametle davranmasını emretmiş, onları öpüp62 yanaklarını okşamış,63 sırtına bindirmiş,64 hatta namazdayken bile kucağında taşımıştır.65 Sevgili Peygamberimiz, çocuklarına karşı her zaman oldukça ince ve zarif bir şekilde sevgisini ifade etmiştir. Kızı Fâtıma, yanına girdiği zaman Resûlullah onun için ayağa kalkar, elinden tutar, onu öper ve kendi yerine oturturdu. Hz. Fâtıma bu zarif sevgi gösterisini kendisine örnek edinir ve babasına aynı şekilde davranırdı.66 Bu tavır sevginin saygıdan ayrılmaması gerektiğini de göstermektedir. Aksi hâlde, kaba ve saygısız davranışlar, insanların incinmesine, zamanla sevgilerini yitirmelerine sebep olmaktadır.
Rahmet Peygamberi, canlı cansız bütün mahlûkata karşı sevgiyle yaklaşmış, hayvanlara, bitkilere, doğaya hulâsa bütün âleme muhabbet nazarıyla bakmış ve en güzel şekilde bunu dile getirmiştir. Peygamberimiz, dağlara, şehirlere duyduğu sevgiyi bile dillendirmiştir. Nitekim Mekke"ye, Medine"ye, Uhud Dağı"na olan sevgisini ifade ettiği bilinmektedir.67
İnsan, kalbinde en çok Allah sevgisine yer verip bütün sevgilerinde O"nun hoşnutluğunu gözetince, daha önce nefret ettiği kişileri dahi sevmeye başlayabilir. Asr-ı saadette Hz. Hamza"yı şehit ettiren Hind ile Resûlullah arasında yaşanan hadise bunun en güzel örneğidir.