Bunun üzerine Hz. Peygamber minbere çıkarak şöyle buyurur: “Ey insanlar! Size ne oluyor ki, biriniz kölesini cariyesi ile evlendiriyor, sonra aralarını ayırmak istiyor? Talâk, ancak nikâhı elinde bulundurana (kocaya) aittir.” 10
Boşama yetkisinin esas olarak erkeğe verilmesi bu konudaki Kur"an hükmü ile11 bağdaşan bir durumdur. Ayrıca erkeğin rızası ile veya nikâhta bir ön şart olarak boşama yetkisinin hanıma verilebileceği gözardı edilmemelidir. Nitekim bir gün Hz. Ebû Bekir"in torunu12 Muhammed, gözü yaşlı bir şekilde Allah Resûlü"nün vahiy kâtibi Zeyd b. Sâbit"in yanına gelir. Zeyd bu zâta, “Ne oldu, bu hâlin nedir?” diye sorar. O da, “Boşama yetkisini karıma verdim, o da benden ayrıldı!” deyince, Zeyd ona, “Seni böyle davranmaya zorlayan neydi?”diye sorar. Adam “Kader!” cevabını verir. Ardından Zeyd, “İstersen karına dön! Zira o, yalnız bir talâk (ric"î) ile boş olmuştur, senin ona dönme hakkın var.”şeklinde tavsiyede bulunur.13
Bütün bunlardan anlaşıldığına göre, kadının boşama yetkisine sahip olabilmesi mümkündür. Kadının nikâh esnasında boşama yetkisini istemesi meşru olduğu gibi, daha sonra bunu elde etmesine de herhangi bir engel yoktur.
Diğer taraftan nikâh esnasında veya sonrasında kendisine boşanma yetkisi verilmeyen kadın boşanmak isterse, üzerinde anlaştıkları bir bedeli kocasına ödemesi (muhâlea) karşılığında evlilik akdine son verebilir. Bu yola başvurmanın meşru sebebi “nüşûz” kavramıyla belirtilen, eşler arasındaki geçimsizlik ve uyumsuzluktur. Geçimsizliğin alt sınırı, eşlerden birinin diğerinden hoşlanmaması sebebiyle evlilik görevlerini yerine getiremeyeceği endişesi taşıması, üst sınırı ise ailevî görevlerini fiilen yerine getirmemesi şeklinde ifade edilmiştir.14 Evliliğin devamının mümkün olmadığı durumlarda taraflara uzlaşarak ayrılma imkânı veren bu uygulama, Kur"an"da şöyle anlatılmıştır:
“...Kadınlara verdiklerinizden (boşanma esnasında) bir şey almanız size helâl değildir. Ancak erkek ve kadın Allah"ın sınırlarını (evlilik haklarını) yerine getirememekten korkarlarsa, durum farklıdır. (Ey müminler!) Siz de karı ile kocanın Allah"ın sınırlarını hakkıyla muhafaza etmelerinden kuşkuya düşerseniz kadının (erkeğe) fidye vermesinde (mehir hakkından vazgeçmesinde) her iki taraf için de sakınca yoktur.” 15
Bu tür boşanma örnekleri, Hz. Peygamber devrinde de görülür. Meselâ (Cemile veya) Habîbe bnt. Sehl isimli Medineli bir hanım, hakkında Allah Resûlü"nün, “Ne iyi bir adamdır!” buyurduğu16 Sâbit b. Kays ile evli iken,