Hadislerle İslâm Cilt 4 Sayfa 364

selâma karşılık vermesini uygun bulmamıştır.62 Bu nedenle ezan okumak, kâmet getirmek veya hutbe vermek gibi bir meşguliyet içerisinde bulunanlara selâm vermek uygun görülmemiştir.

İslâm"da “selâm”, barışın ve güvenin sembolü, iyi niyetin göstergesidir. Müslümanlar, bu güzel ve anlamlı sözcükle birbirlerine selâmetin kaynağı olan Allah Teâlâ"nın korumasını dileyerek en güzel duayı yapmakta, bu duadan âhirete göçen kardeşlerini de mahrum bırakmamaktadırlar. Aynı şekilde hiç göremedikleri Rahmet Elçisi ile salât ve selâm yoluyla gönül bağı kurmakta, kendilerine çok düşkün olduğunu bildikleri63 o Sevgili Elçi"ye muhabbetlerini ve iyi dileklerini arz etmektedirler. Onun öğrettiği Tahiyyât Duası"yla da bütün müminler için selâmet dileyerek sevgi ve kardeşliğe dayalı örnek İslâm toplumuna yaraşır şekilde hareket etmekte, namazlarını da nûrânî dostları olan meleklere selâm vererek ve Rablerinin “selâmetin kaynağı” olduğunu ikrar ederek bitirmektedirler.64

Müslüman hayatında oldukça geniş yeri olan ve pek çok mânâyı içine alan “selâm”ın günümüzde bu değerini kaybetmeye başladığı görülmektedir. Bireyselliğin ön plana çıkıp insanî ilişkilerin ve paylaşımların giderek azalmasıyla selâmlaşma âdeti de toplumsal hayatta işlevsiz hâle getirilmiştir. Mahallelerin tek bir ev sıcaklığını yaşadığı günler geride kalmış, artık insanlar bırakın tanımadığı kimselere selâm vermeyi tanıdıklarını bile görmezden gelmeye başlamıştır. Böylece birbirlerine giderek yabancılaşan insanların ilişkilerine de samimiyetsizlik ve güvensizlik hâkim olmuştur. Hâlbuki sevgi, saygı, kardeşlik temeline dayalı, refah ve medenî bir toplumun oluşturulması, bireyler arasındaki güvene ve samimi iletişime bağlıdır. Bunun için de iletişimin ilk basamağı olan selâmlaşmanın, ister birtakım güzel sözlerle olsun ister bedensel hareketlerle olsun, mutlaka yaygınlaştırılması gerekir. Kişinin tanıdığı insanları hoş sözlerle karşılaması, iki tarafın da birbiri için iyi temennilerde bulunması aralarındaki muhabbeti artırır. Bütün iyi dilekleri içine alan ve dua vesilesi olan “selâm” lafzının kullanılması ise ilişkilere ayrı bir rahmet ve bereket kazandırır. Tanımadığı kimselere selâm veren kişi de, karşı tarafa güven vermiş ve samimiyetini ifade etmiş olur ve böylelikle sağlıklı ve dostane ilişkilerin temeli atılır. Sokağa çıktığında kendisini iyi dileklerle karşılayan, gülümseyen birilerini görmek bireye rahatlık ve huzur verir, onu yalnızlıktan kurtararak kendisiyle barışık olmasına katkıda bulunur. Böyle bireylerden oluşan toplumun da ilerlemeye ve gelişime açık, sağlıklı bir toplum olması kolaylaşır.

    

Dipnotlar

62 M1201 Müslim, Mesâcid, 34.

حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ وَابْنُ نُمَيْرٍ وَأَبُو سَعِيدٍ الأَشَجُّ - وَأَلْفَاظُهُمْ مُتَقَارِبَةٌ - قَالُوا حَدَّثَنَا ابْنُ فُضَيْلٍ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عَلْقَمَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ كُنَّا نُسَلِّمُ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ فِى الصَّلاَةِ فَيَرُدُّ عَلَيْنَا فَلَمَّا رَجَعْنَا مِنْ عِنْدِ النَّجَاشِى سَلَّمْنَا عَلَيْهِ فَلَمْ يَرُدَّ عَلَيْنَا فَقُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ كُنَّا نُسَلِّمُ عَلَيْكَ فِى الصَّلاَةِ فَتَرُدُّ عَلَيْنَا . فَقَالَ « إِنَّ فِى الصَّلاَةِ شُغُلاً » .

63 Tevbe, 9/128.

لَقَدْ جَٓاءَكُمْ رَسُولٌ مِنْ اَنْفُسِكُمْ عَز۪يزٌۘ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَر۪يصٌ عَلَيْكُمْ بِالْمُؤْمِن۪ينَ رَؤُ۫فٌ رَح۪يمٌ ﴿128﴾

64 D618 Ebû Dâvûd, Salât, 73.

حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ سُفْيَانَ عَنِ ابْنِ عَقِيلٍ عَنْ مُحَمَّدِ ابْنِ الْحَنَفِيَّةِ عَنْ عَلِىٍّ - رضى الله عنه - قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مِفْتَاحُ الصَّلاَةِ الطُّهُورُ وَتَحْرِيمُهَا التَّكْبِيرُ وَتَحْلِيلُهَا التَّسْلِيمُ » .