ashâbı ziyarete gelmişlerdir.28 Ancak o şartlarda bile Allah Resûlü, ashâbını motive etmekten geri kalmamıştır. Nitekim rahatsızlandığında kendisini ziyarete gelen Abdullah b. Mes"ûd, “Çok ızdırabın var. Bu durum senin için iki kat ecre vesile olacaktır.” dediğinde Hz. Peygamber şöyle cevap vermiştir: “Evet. Başına bir sıkıntı gelen hiçbir Müslüman yoktur ki Allah (bu sıkıntı sebebiyle) ağacın yapraklarının dökülmesi gibi onun günahlarını dökmesin.” 29
Sevgili Peygamberimiz müminin başına gelen herhangi bir bela veya rahatsızlığın onun günahlarına kefaret olacağını belirtmiştir.30 Hatta Enes b. Mâlik"le birlikte, gözünden rahatsız olan Zeyd b. Erkam"ı ziyarete gittiklerinde, “Eğer gözündeki bu rahatsızlık devam eder de sen de sabredip karşılığını Allah"tan beklersen, kesinlikle Yüce Allah"a günahsız bir şekilde kavuşursun.” müjdesini vermiştir.31
Yüce Allah"tan gelen musibetlere sabreden, hatta daha zor durumdaki kullara bakmak suretiyle32 hâline şükreden kişi geçmiş günahlarından kurtulma şansını da yakalayabilmektedir. Peygamberimizin arkadaşlarından Şeddâd b. Evs bir hastayı ziyarete gittiğinde, “Günahlarına kefaret olduğu ve hataların döküldüğü için sevin. Zira ben Resûlullah"ın Allah"a ait şu cümleleri naklettiğini işittim: "Ben kullarımdan mümin bir kulu bir sıkıntı ile denediğimde, onu denediğim sıkıntıya karşılık bana şükrederse, annesinin onu dünyaya getirdiği gün gibi hatalarından arınarak yattığı yataktan kalkar..." ”33
Hz. Peygamber"in oluşturduğu bu bilinç, derdi de devayı da verenin Allah olduğunu unutmayarak sabretmeyi gerektirmektedir. Ancak o bir taraftan da, “Tedavi olun.” buyurmaktadır.34 Hatta, “Tedavi olmasak bize günah olur mu?” diye soran insanlara Hz. Peygamber şu cevabı vermiştir: “Allah"ın kulları! Tedavi olun. Zira Yüce Allah yaşlılık dışında bir dert verdiyse, mutlaka beraberinde şifa(sını) da vermiştir.” 35
Resûlullah"ın sünnetine uygun bir yaklaşımla, hastalık nimete dönüştürülebilir. Hastaya verilecek moral, onun kendisini toparlayarak hastalığı yenmesini sağlayabilir. Dua edip iyileştiğinde yapabileceği hayırlı işleri ona hatırlatmak, sonraki hayatına yön verebilir. Ölümü temenni etmemesini tavsiye etmek suretiyle hastayı hayata tutunmaya özendirmek de çok önemlidir. Sahâbî Habbâb b. Eret, kendisini ziyarete gelen Hârise b. Mudarrib"e; “Hastalığım çok uzadı. Ben Resûlullah"ı (sav), "Ölümü istemeyin." derken duymasaydım, (kurtulmak için ölmeyi) isterdim.” demiştir.36 Bu nedenle karşılığını Allah"tan bekleyerek teslimiyeti ve sabrı tercih etmeyen huysuz hastalar Hz. Peygamber"i rahatsız etmiştir.