Tebük Seferi"nden geri kaldığı için tevbe eden ve tevbesinin kabul edildiğine dair hakkında âyetler1 nâzil olan üç sahâbîden —Medineli sahâbî— Hilâl b. Ümeyye, bu kez de yaşadığı bir aile trajedisi nedeniyle ilâhî vahyin nüzûlüne sebep olmuştu. Abdullah b. Mes"ûd anlatıyor: “Bir cuma gecesi mescitte oturuyorduk. Derken ensardan Hilâl b. Ümeyye öfkeli bir hâlde mescide girerek, "Bir adam eşini yabancı bir erkekle bulur da bunu anlatırsa iftira suçuyla onu cezalandırır mısınız? Veya o adam, hanımıyla yakaladığı kimseyi öldürürse siz de ona ölüm cezası verir misiniz? Yoksa bu kişi kinini içine atarak susmalı mı?" dedi ve ekledi: "Vallahi, bunu yarın Resûlullah"a bildireceğim." Hilâl, ertesi sabah eşinin yabancı bir erkek ile ilişkisi olduğunu Resûlullah"a (sav) anlattı. Bunun üzerine Hz. Peygamber, "Ya delil getir yahut da sana verilecek cezaya hazır ol." buyurarak Hilâl"den söylediklerini ispatlamasını istedi. Hilâl de, "Ey Allah"ın Resûlü! Birimiz karısının üzerinde bir erkek görürse, şahit mi aramaya gidecek? O şahit getirinceye kadar, adam işini bitirip gitmez mi?" diye karşılık verdi. Resûl-i Ekrem, "Sen şahitlerini hazırla, yoksa iftira cezasına çarptırılacaksın!" sözleriyle ısrarcı olunca Hilâl, gerçekleri anlattığını ve Allah"ın bu iş hakkında kendisini cezadan kurtaracak bir âyet indireceğine inandığını söylemişti.”2
Resûlullah (sav) da işin açığa çıkması için dua etmişti. Derken, “Eşlerine zina isnadında bulunup da kendilerinden başka şahitleri olmayanlardan her birinin şahitliği, kendisinin doğru söyleyenlerden olduğuna dair Allah adına dört defa yemin ederek şahitlik etmesi, beşinci defada da, eğer yalancılardan ise Allah"ın lânetinin kendi üzerine olmasını ifade etmesiyle yerine gelir.” 3 âyetleri nâzil olmuştu. Resûlullah, Hilâl"e ve eşine âyetleri okumuş, onlara nasihat edip âhiret azabının dünya azabından daha şiddetli olduğunu hatırlatmıştı. Hilâl doğruyu söylediğini, hanımı ise ısrarla Hilâl"in yalan söylediğini iddia edince Hz. Peygamber âyetin emri olan lânetleşme işlemini gerçekleştirmiş ve karı kocayı ayırmıştı. Hz. Peygamber doğacak çocuğu tasvir ederek çocuğun Hilâl"e mi, yoksa kendisine zina ithamı yapılan kimseye mi ait olduğunu tespit amacıyla, doğum sonrasında takip edilmesini söylemişti. Aradan zaman geçmiş, kadın zina ithamı yapılan kişiye benzeyen esmer, kıvırcık saçlı, iri yapılı bir çocuk dünyaya getirmişti. Resûlullah (sav),