Yasaklanan satış şekillerinden bir diğeri de karşı tarafın zararına olabilecek satışlardır. Bahçe sahiplerinin ve üreticilerin korunması, paraya olan ihtiyaçlarının istismar edilerek kandırılmalarının önlenmesi için ağaçtaki taze hurmanın kuru hurma karşılığında tahmini bir ölçüyle satışı (müzâbene), başaktaki buğdayın ambardaki buğdayla değiştirilmesi suretiyle gerçekleşen alışveriş (muhâkale) yasaklanmıştır.23
Şehirlinin köylü adına satış yapması da köylünün zarara uğramaması için yasaklanmıştır. Talha b. Ubeydullah ile kendisine misafir olarak gelen bir bedevî arasında böyle bir olay geçmiştir. Bedevî süt veren devesini satmak için Medine"ye gelmiştir. Talha, misafirinin satılık olan deveyi kendisinin alması veya bu konuda aracılık etmesi beklentisinde olduğunu hisseder ve ona şöyle der: “Hz. Peygamber (sav) şehirlilerin, bedevîlerin malına aracılık edip onların mallarını satın almasını bize yasakladı. Ancak sen çarşıya git (piyasayı öğren). Seninle alışveriş yapmak isteyen olursa gel bana danış. Sana ona satmanı ya da satmamanı söyleyeyim.”24
Sevgili Peygamberimiz henüz hayattayken gerçekleşen bu diyalog, Allah Resûlü"nü iyi tanıyan hatta Uhud Savaşı"nda bedenini Efendimize siper ederken başından ve elinden yaralanan ve bu hâliyle Peygamber Efendimizi sığındıkları mağaraya kadar sırtında taşıyan25 Talha"nın duyarlılığı hakkında bizlere fikir verdiği gibi, şehir hayatının ticarî ortamından pek haberdar olmayanların veya yabancı tüccarların bilgisizliklerinin istismar edilmemesi ve böylece zarara uğratılmamaları gerektiğine dikkat çeker.
Hz. Ömer"in oğlu Abdullah o günlerde genelde Arap Yarımadası"nda, özelde ise Mekke ve Medine"de mevcut bir âdeti şöyle anlatır: “Biz, şehir dışından mal getiren kafileleri yolda karşılar, onlardan gıda maddelerini (ucuza) satın alırdık.”26 Böylece başka şehirlerden gelen kervanların getirdikleri mallar, toptan ucuza alınır ve piyasaya sürülürdü. Bu uygulama kimi zaman kervan sahiplerinin zarara uğramasına neden olurdu. Kendisi de ticaretle uğraşmış olması nedeniyle ekonomik hayatın gerçeklerini gayet iyi bilen Peygamberimiz (sav), böyle bir uygulamaya kesin olarak karşı çıkmıştı. Piyasa açısından başkalarının sırtından geçinen bir rantiye sınıfının doğmasına neden olabilecek bu uygulama üzerinde önemle duran Allah Elçisi, şehre ürününü satmaya gelen köylülerin ve yabancı satıcıların mallarını yolda karşılamasını, şehirlinin, köylünün malını onun adına, simsarlık yaparak satmasını yasaklamıştır.27