Hadislerle İslâm Cilt 5 Sayfa 77

kimi zaman çeşitli nedenlerle üretici ile tüketicinin doğrudan ilişkiye girmesi güç olabilir. Taşımacılık sektörünün gelişmemiş olması, ulaşım araçlarının yetersizliği, tabiat şartlarının zorluğu, nakledilen malların güvenliği ve buna bağlı olarak ortaya çıkan ticarî risk gibi sebepler, üretilen malların piyasaya ulaşmasını zorlaştırabilir. Böyle bir durumda aracıların devreye girmesinde herhangi bir sakınca olmaz. Bu, tecrübelilerin tecrübesizleri bilgilendirmesi, onlara rehberlik etmesi olarak değerlendirilir; hatta bazen zorunlu bile olabilir. Meselâ çok çeşitli alışveriş türlerinin uygulandığı günümüzde bazı ürünlerin, aracıların yardımı olmadan tüketiciye ulaşması zor olduğu için toptancı veya komisyoncuların yaptığı iş bir nevi kamu görevi hâline gelir. Zira sebze ve meyve gibi pek çok temel gıda maddesi, şehirlerde kurulan hâllerdeki kabzımal/komisyoncu diye adlandırılan esnaf aracılığı ile piyasaya girmektedir. Bu yönüyle toplumun önemli bir ihtiyacını karşılayan bu tüccarlar, üretici ve tüketicilerin çıkarlarını gözeterek ve menfaat dengesini kurarak hareket ettikleri sürece böyle bir aracılığın helâl kazanç sağlayan bir ticaret şekli olduğu şüphesizdir. Çünkü Allah Elçisi"nin yasakladığı aracılık, üretici veya tüketiciyi zarara uğratan nitelikte olandır.

İnananların iyilik ve takvada yardımlaşmaları Yüce Rabbimizin bir emridir.33 Bu emir mal sahibi ya da müşteri bütün iman sahiplerine hitap etmektedir. Piyasa şartlarını bilmeyen bir üreticiye, piyasayı bilen bir kimsenin bilgi vermesi de bu kapsamda değerlendirilebilir. Bu yönüyle bakıldığında aracı, aynı zamanda dinî bir sorumluluğu yerine getirmiş olacağından sevap da kazanır. Nitekim Allah Resûlü"nün terbiyesinde yetişen İbn Abbâs"ın, satıcının/üreticinin alacağı miktar belirlendikten sonra aracıya ücret verilebileceğini belirtmesi34 ve tâbiîn fakihlerinden Hammâd"ın önceden belirlenmesi şartıyla simsarların ücret alabileceğini söylemesi,35 Peygamber Efendimizin bu konudaki uyarılarının daha çok hile ve aldatma peşinde koşan istismarcı simsarlara yönelik olduğunu göstermektedir.

Peygamber Efendimiz, “Biriniz, din kardeşinin satışı üzerine satış yapmasın.” 36 buyurarak taraflar bir fiyat üzerinde anlaşmak üzere iken üçüncü bir şahsın aynı mala talip olmasının veya mal sahibinin daha kârlı bir müşterinin çıkması üzerine aynı malı farklı bir kişiye satmasının uygun olmayacağını belirtmiştir. Çünkü satıcı ile müşteri pazarlık yaparken araya girip daha yüksek fiyat teklif etmek ve böylece pazarlığı müşteri aleyhine etkilemek veya satıcının malı pazarlık yaptığı kişiye değil de daha

    

Dipnotlar

33 Mâide, 5/2.

وَاٰتُوا الْيَتَامٰٓى اَمْوَالَهُمْ وَلَا تَتَبَدَّلُوا الْخَب۪يثَ بِالطَّيِّبِۖ وَلَا تَأْكُلُٓوا اَمْوَالَهُمْ اِلٰٓى اَمْوَالِكُمْۜ اِنَّهُ كَانَ حُوبًا كَب۪يرًا ﴿2﴾

34 B2274 Buhârî, İcâre, 14.

باب أَجْرِ السَّمْسَرَةِ . ( 14 ) وَلَمْ يَرَ ابْنُ سِيرِينَ وَعَطَاءٌ وَإِبْرَاهِيمُ وَالْحَسَنُ بِأَجْرِ السِّمْسَارِ بَأْسًا . وَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ لاَ بَأْسَ أَنْ يَقُولَ بِعْ هَذَا الثَّوْبَ فَمَا زَادَ عَلَى كَذَا وَكَذَا فَهُوَ لَكَ . وَقَالَ ابْنُ سِيرِينَ إِذَا قَالَ بِعْهُ بِكَذَا فَمَا كَانَ مِنْ رِبْحٍ فَهْوَ لَكَ ، أَوْ بَيْنِى وَبَيْنَكَ ، فَلاَ بَأْسَ بِهِ . وَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « الْمُسْلِمُونَ عِنْدَ شُرُوطِهِمْ » . حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ حَدَّثَنَا مَعْمَرٌ عَنِ ابْنِ طَاوُسٍ عَنْ أَبِيهِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما - نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ يُتَلَقَّى الرُّكْبَانُ ، وَلاَ يَبِيعَ حَاضِرٌ لِبَادٍ . قُلْتُ يَا ابْنَ عَبَّاسٍ مَا قَوْلُهُ لاَ يَبِيعُ حَاضِرٌ لِبَادٍ قَالَ لاَ يَكُونُ لَهُ سِمْسَارًا .

35 MŞ22057 İbn Ebû Şeybe, Musannef, Büyû’ ve akdiye, 265.

حدثنا أبو بكر قال حدثنا حماد بن خالد عن سفيان عن حماد أنه كان يكره أجر السمسار الا بأجر معلوم

36 B2139 Buhârî, Büyû’, 58.

حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ قَالَ حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ نَافِعٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما - أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ يَبِيعُ بَعْضُكُمْ عَلَى بَيْعِ أَخِيهِ » .