dine davet etmişti. Bunun üzerine kavminin ileri gelenlerinden onu inkâr edenler “...Şüphesiz, biz seni akılsız (cahil) görüyor, senin mutlaka yalancılardan biri olduğuna inanıyoruz.” 18 dediler. O ise, “Ey kavmim! dedi, ben beyinsiz değilim. Fakat ben âlemlerin Rabbinin gönderdiği bir elçiyim. Size Rabbimin vahyettiklerini duyuruyorum ve ben sizin için güvenilir bir öğütçüyüm. Sizi uyarmak için içinizden bir adam vasıtasıyla Rabbinizden size bir zikir (kitap) gelmesine şaştınız mı? Düşünün ki O sizi, Nuh kavminden sonra onların yerine getirdi ve yaratılışta sizi onlardan üstün kıldı. O hâlde Allah"ın nimetlerini hatırlayın ki kurtuluşa eresiniz.” buyurdu.19
Bunun üzerine,“...Sen bize tek Allah"a ibadet edelim, atalarımızın ibadet edegeldiklerini bırakalım diye mi geldin? Eğer doğru söyleyenlerden isen haydi bizi tehdit ettiğin azabı getir.” 20 diyerek karşı çıktılar.
Hud (as), “Artık size Rabbinizden bir azap ve öfke inmiştir. Allah"ın, haklarında hiçbir delil indirmediği, yalnızca sizin ve babalarınızın uydurduğu birtakım isimler (düzmece tanrılar) hakkında mı benimle tartışıyorsunuz? Öyleyse (başınıza geleceği) bekleyin! Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!” şeklinde cevap verdi.21
Hz. Hud"un kavmi, bu inkârlarının bir neticesi olarak bir müddet sonra, kendilerine doğru yönelen bulutları görürler. Onlar bu bulutların yağmur bulutu olduğunu sanırlar fakat Hz. Hud bunun Allah tarafından gönderilen, içinde acı bir azap olan rüzgâr olduğunu söyler.22 Daha sonra, Allah Teâlâ, iman etmeyen bu kavmin üzerine yedi gün sekiz gece uğultulu ve dondurucu bir rüzgâr estirir. Öyle ki halk, kökünden çıkarılmış içi boş hurma kütükleri gibi yere serilir. Onlardan geriye hiçbir şey kalmaz.23 İman edenler ise Allah"ın rahmetiyle kurtulur.
Peygamberimiz zaman zaman Hz. Hud"dan bahsederdi. Nitekim Veda Haccı esnasında bir vadiden geçerken Hz. Ebû Bekir"e, “Ey Ebû Bekir! Bu hangi vadidir?” diye sormuş, “Usfân vadisidir.” karşılığını alınca da, “Hud ve Salih (as), altlarında aba, üzerlerinde post olduğu hâlde, yuları hurma lifinden örülü kızıl renkli, genç develer üzerinde, telbiyeler getirerek buradan geçip Kâbe"de haccetmeye gidiyorlardı.” 24 diye Hz. Hud ve Hz. Salih"in başından geçenleri anlatmıştı.
Salih (as), Allah Teâlâ"nın Semûd kavmine (Hicr halkına) gönderdiği bir peygamberdi.25 Salih (as) kavmine gönderildiğinde onlara şöyle seslenmişti: “...Ey kavmim! Allah"a kulluk edin. Sizin O"ndan başka hiçbir ilâhınız yok. O, sizi topraktan yarattı ve sizi yeryüzünün imarında görevli (ve buna uygun) kıldı.