hastalıklardan arındırmasında ve değerlerini yitirmiş bir toplumu yüksek değerlere kavuşturmasında aramak isabetli bir yol olsa gerektir. Diğer yandan önceki peygamberlerin kendi zamanlarındaki insanlara çeşitli olağanüstü ve meydan okuyucu mucizelerle tebliğde bulunmalarına rağmen Allah Resûlü"nün bütün mucize beklentilerini bir kenara bırakıp beşerî şartlarda Mekke ve Medine"de yirmi üç yıl gibi kısa bir sürede örnek bir İslâm toplumu oluşturması, belki de onun en büyük mucizesidir.
Yüce Allah ilâhî kelâmında Hz. Peygamber"i insanlara tanıtırken onun “yüce bir ahlâk üzere olduğuna”42 vurgu yapmıştır. Bütün insanlığa gönderilmiş olan Hz. Muhammed"in sahip olduğu en önemli hususiyetlerden birisi işte bu üstün ahlâkıdır. Onu (sav), birlikte yaşadığı insanlardan ayrı kılan bu üstün yönlerden bazılarını, kendisini en iyi bilen ve tanıyan yakın arkadaşlarının diliyle şöyle özetleyebiliriz:
O, insanlar arasında günaha en uzak kimseydi.43
Onun kadar ailesine şefkatli kimse yoktu.44
O, insanların en iyisi, en yardımseveriydi.45
Ashâbı arasında ondan daha çok istişareye önem veren kimse yoktu.46
O, küçük dili görülecek kadar ağzını açarak gülmemişti. O, yalnız tebessüm ederdi.47
Ömrü boyunca ne hizmetini gören birini ne de bir hanımını incitecek bir davranışta bulunmuştu.48
Kısacası Peygamber Efendimiz (sav), “İnsanların ahlâkça en güzeliydi.” 49