Allah Resûlü (sav) dağınıklıktan, düzensizlikten ve çirkinlikten rahatsız olur; tertipli, uyumlu ve güzel görüntüden hoşlanırdı. Onun bu konudaki hassasiyetini ortaya koyan pek çok örnek vardır. Bir defasında saçları dağılmış bir adama rastlar. Resûl"ün dudaklarından, “Bu (adam), saçlarını düzeltecek bir şey bulamamış mı?” sözleri dökülür. Üstü başı kir içinde birini gördüğünde ise “Bu (adam), elbisesini yıkayacak su bulamamış mı?” diye tepki gösterir.1
Peygamber Efendimiz bir gün mescitte iken içeriye, saçı sakalı darmadağın bir adam girer. Efendimiz, dışarı çıkıp kendine çeki düzen vermesi için eliyle adama işaret eder. Adam dışarı çıkıp üstünü başını toplayarak tekrar mescide girer. Peygamber Efendimiz, “Sizden birinin şeytan gibi saçı başı dağınık gelmesinden, böylesi daha iyi değil mi?” diye sorar.2
Aynı şekilde sahâbeden Mâlik b. Nadle, dağınık bir kıyafetle Allah Resûlü"nü ziyarete gittiğinde de benzer bir uyarı ile karşılaşmıştır. Efendimiz (sav) ona, “Senin malın var mı?” diye sormuş, “Evet.” cevabını alınca “Ne gibi malların var?” demiştir. Mâlik"in, “Allah bana deve, koyun, at ve hizmetçiler ihsan etmiştir.” demesi üzerine,“Madem Allah sana mal ihsan etmiş, o hâlde Allah"ın nimet ve cömertliğinin belirtileri üstünde görünsün.” buyurmuştur.3
Müslüman, zaman ve şartlar ne olursa olsun imkânlarını doğru bir biçimde kullanarak göze zarif ve hoş gelecek bir görüntüde olmakla yükümlüdür. Elbette zarif ve temiz görünmek, Müslüman"ın ödevlerinden sadece biridir, ama gayet önemlidir. Allah"ın Resûlü çalışırken bile temiz olunması gerektiğini söyler, kılık kıyafete özen gösterilmesini isterdi. Nitekim ashâbıyla Benî Enmâr Gazvesi"ne çıktığında hayvanları gütmekle görevlendirilen bir kimseyi yıpranmış elbiseler içinde görünce, yanında bulunanlara bu adamın bunlardan başka elbisesi olup olmadığını sormuştu. Heybesinde yedek elbiseleri olduğu söylenince Efendimiz, “Onu çağır da, heybedeki elbiselerini giymesini söyle.” demişti. Çobanlık yapan sahâbî, heybedeki iyi elbiselerini giyince Allah Resûlü, “Bak şuna! Allah müstahakını versin. Bu daha iyi değil mi?” buyurmuştu. Çoban, “Ey Allah"ın Resûlü! Allah yolunda (savaşa giderken de böyle mi giyineyim)?” deyince, Efendimiz, “Evet, Allah yolunda (savaşırken bile)!” cevabını vermişti.4