Allah Resûlü henüz doğmadan babasını, altı yaşında ise annesini kaybetmişti. Kendisini önce dedesi sonra da amcası himayesine almış, ailesinin eksikliğini hissettirmemeye çalışmışlardı. Amcası ve yengesi onu kendi çocuklarından ayırmamışlar, ona her zaman şefkat ve merhametle yaklaşmışlardı. Hz. Peygamber"in, yengesi Fâtıma bnt. Esed"den “annemden sonraki annem” diye bahsetmesi1 amcasının ve yengesinin onu gerçek bir aile ortamında yetiştirmeye çalıştıklarını göstermekteydi. Onların bu iyi niyetli yaklaşımları anne baba sevgisinden mahrum, öksüz ve yetim olarak büyüyen Hz. Peygamber"in ileride kendi kuracağı ailesi için örnek olacaktı.
Yirmi beş yaşına geldiğinde, ticaret kervanında çalıştığı Mekke"nin ileri gelen iş kadınlarından olan Hatice, ahlâkı ve dürüstlüğüne hayran olup kendisine evlenme teklif etmişti. Bu teklifi kabul eden Hz. Muhammed, Hatice"yle on beş yılı peygamberlikten önce, on yılı da sonra olmak üzere toplam yirmi beş yıllık mutlu ve huzurlu bir evlilik yaşamıştı.2 İffetli bir eşle şefkatli bir yuva kuran ve bu eşinden çocuklara sahip olan Hz. Peygamber, çocukluğunda mahrum kaldığı aile ortamına kavuşmuştu. Hz. Hatice için sevgili bir eş, çocukları için de müşfik bir babaydı o.
Aile hayatında aradığı huzura kavuşan Peygamberimiz, bu defa manevî bir arayış içerisine girmişti. Bu arayış sürecinde Mekke"nin her türlü fenalığından uzaklaşmak üzere diğer bazı hanîfler gibi inzivaya çekilmiş, Hira Mağarası"na sığınmıştı. Vefakâr hanımı onu yalnız bırakmamış, uzak bir mesafe olmasına rağmen kimi zaman tefekküre çekildiği bu mağaraya eşi için hazırladığı azığı bizzat kendisi götürmüştü. Bununla kalmamış vahiy tecrübesinde eşini ilk teselli eden de, ona ilk inanan da o olmuştu.
610 yılı Ramazan ayıydı. Muhammed (sav), “Allah"ın Resûlü” olma şerefine eriyordu. Hira Mağarası"nda ilk vahiy gelmişti kendisine. Vahyin ve Cebrail"le karşılaşmanın şaşkınlığı içerisindeki Muhammed (sav) ne olduğunu anlamamış, eşi Hatice"nin yanına koşmuştu. “Ey Hatice, bana ne oluyor?” dedikten sonra başından geçenleri anlatarak kendinden endişe ettiğini söyledi. Hz. Hatice, “Hayır, Vallahi! Allah seni kesinlikle utandırmaz. Çünkü sen, akrabalık bağlarını sıkı tutar, doğru söz söyler, bakıma muhtaç olan kimselere yardım eder, elinde avucunda olmayana verir,