Mekke fethedilince de Mekkeliler çocuklarını akın akın Resûlullah"a getirmeye başlamışlardı. Resûlullah, getirilen çocuklar için bir yandan hayatlarının bereketli olması için dualar ediyor, bir yandan da başlarını okşayarak16 çocuklara olan sevgisini gösteriyordu.
Şefkat Peygamberi, çocukları bazen bineğine alarak sevindirirdi. Abdullah b. Ca"fer,17 Üsâme b. Zeyd18 ve Fadl b. Abbâs,19 onun, bineğine alıp seyahat ettiği çocuklar, gençler arasındaydı. Resûlullah"ın bu uygulaması, çocukların o kadar hoşuna giderdi ki onun seferden dönüşünü âdeta dört gözle beklerler ve onu karşılamak için yarışırlardı. Resûlullah da çocuklardan birini bineğinin önüne, birini de arkasına alır ve gönüllerini hoş ederdi.20
Allah"ın Elçisi bazen de çocukların yanaklarını okşayarak sevgisini gösterirdi. Onun bir dokunuşu, çocuklar için iftihar vesilesi olup unutulmayacak bir kıymete sahipti. Hatta sonraki yıllarda, bu türden hatıralarını başkalarıyla paylaşırlardı. Abdullah b. Sa"lebe21 ve Câbir b. Semüre bu şanslı çocuklardandı. Câbir başından geçen o mutlu hatırayı şöyle anlatmıştı: “Resûlullah ile birlikte ilk namazı (öğle namazını) kıldım. Sonra o, ailesinin yanına gitmek üzere çıktı, onunla birlikte ben de çıktım. Yolda onu çocuklar karşıladılar. Onların her birinin yanaklarını teker teker okşamaya başladı. Benim de yanağımı okşadı. Elinde öyle bir serinlik ve hoş bir koku hissettim ki sanki elini attârın (koku satanın) sepetinden çıkarmıştı.”22
Peygamberimizin çocukların arasına karışıp23 onlarla çocuk olduğu, şakalaştığı ve oyun oynadığı olurdu. Meselâ, Medine"nin Hazrec kabilesine mensup bir ailenin çocuğu olan Mahmûd b. Rebî", beş yaşında iken Resûlullah"ın, kendilerine ait olan kuyudan çektiği suyu yüzüne püskürttüğüne dair bir hatırasını anlatmaktadır.24
Resûlullah"ın çocukları sevmesine ve bu sevgisini göstermesine hiçbir durum engel olmuyordu. İslâm"ın en önemli ibadetlerinden biri olan namazda bile çocuklara olan sevgisini ve ilgisini esirgemeyen Peygamberimiz, bazen kızı Hz. Zeyneb ile Ebu"l-Âs"ın evliliğinden olan kız torunu Ümâme"yi,25 bazen de diğer kızı Hz. Fâtıma ve Hz. Ali"nin evliliğinden olan torunları Hasan veya Hüseyin"i26 omuzunda, sırtında veya kucağında tutarak namaz kılardı. Secdeye gittiği zaman torununu yere bırakır, kalktığı zaman tekrar alırdı.
Namaz kılarken çocuklar onun önünden geçtiklerinde namazına devam eder hatta bazen dizlerinden tutan çocuklar olur ama Resûl-i Ekrem