“İyiliklerin en hayırlısı, evlâdın baba dostlarını ziyaret etmesidir.” 58 buyuran Allah Resûlü (sav), kendi dostlarına değer verdiği gibi sevdiklerinin dostlarına da yakınlık gösterirdi. “Bana onun sevgisi bahşedildi.” dediği ilk eşi Hz. Hatice vefat ettikten sonra bile Resûlullah, eşinin dostlarını unutmamıştı. Resûlullah (sav) herhangi bir sebeple hayvan kestiğinde bunun etinden Hz. Hatice"nin dostlarına gönderilmesini isterdi.59 Hz. Hatice"ye olan bu bağlılığından ötürü Hz. Âişe tarafından kıskanıldığını bildiğimiz Sevgili Peygamberimiz, kimi zaman bizzat Hz. Hatice"nin dostlarını bir bir bulur ve onlara ikramda bulunurdu.60
Resûl-i Ekrem (sav) dost seçimi konusunda ashâbına, “Kişi arkadaşının dini üzeredir. Öyleyse her biriniz kiminle arkadaşlık ettiğine dikkat etsin.” 61 tavsiyesinde bulunmuştu. Onun (sav) dostları da kendisi gibi güzel ahlâklı, sadık ve vefakâr insanlardı. Ancak Yaratıcısı"na karşı sorumluluklarını yerine getiren bir dost, insanın dünya ve âhiret mutluluğuna katkıda bulunabilirdi. Bu nedenle Allah Resûlü, “Bilesiniz ki! İçinizden benim dostum olanlar, takva sahibi kimselerdir.” 62 buyurmuştu.
Bugün olabildiğince yalnızlaşan insan, başı sıkıştığında, hastalandığında ya da tek başına kaldığında hiçbir menfaat beklemeden ona elini uzatıverecek ve sıkıntılarını paylaşacak dostluklara muhtaçtır. Hem dünyada sıkıntılarını ve mutluluklarını paylaşacak hem de âhirette onu selâmete çıkaracak gerçek dostluklara. Hiçbir menfaat gözetmeden karşılıksız sevmek, dost bildiğine sadakatle bağlanmak, vefa ile onu her zaman gözetip kollamak günümüzde neredeyse kaybetmek üzere olduğumuz değerler arasındadır. Bu değerleri yeni nesillere aktarmayı ve sırf Allah için sevmeyi, Allah için dostluklar kurmayı onlara öğretmek Resûlullah"ın dostluklarını tanımakla mümkündür. Menfaatler sona erdiğinde dostluklar ve arkadaşlıklar son bulabilir. Allah için sevmek ise karşılığını sadece Allah"tan bekleyerek sevmek, dostuna tutunmak, onu kendisi gibi bilmektir. Hiçbir menfaat böyle bir dostluğu sonlandıramaz. Allah Resûlü"nün, kendisini “Anam babam sana feda olsun!” diyecek kadar içten seven ashâbı ile kurduğu ve hiçbir kişisel çıkar karşısında bozulmayan dostluklar, müminler için gerçek dostluğun en güzel örnekleridir.