Bunun üzerine Resûlullah beni çağırdı, yaptığım işi çok beğendi ve "Haberin olsun ki Yüce Allah, (senin aracılığınla Müslüman olan) her insana karşılık sana şu kadar, şu kadar sevap vermiştir." buyurdu.”84
Savaş esnasında bile Hz. Peygamber"in davet üslûbu, İslâm"ı insanlara sevdirme, barış ve sükûneti sağlama, insana insanlığını, inanç ve ibadet hürriyetini kazandırma kısacası insanların kurtuluşuna vesile olabilme ilke ve düşüncesi üzerine kuruludur. Çünkü Hz. Peygamber"in nazarında bir tek insanın bile dalâletten kurtarılması, üzerine güneş doğan her şeyden daha hayırlıdır.85 Dolayısıyla İslâm, Müslüman"ın sadece kendi Müslümanlığıyla yetinmesini yeterli görmemiş, İslâm"dan habersiz yaşayan kimselerin de İslâm nimetinden istifade etmeleri için onları davetle mükellef tutmuştur. Yani Allah, yeryüzünde iyilik ve hayrın Müslümanların eliyle hâkim olmasını istemiştir. Kur"an"da, “Allah"a davet eden, salih amel işleyen ve "Kuşkusuz ben Müslümanlardanım." diyenden daha güzel sözlü kimdir? ”86 buyrularak davetin değerine vurgu yapılmış olması bu noktada oldukça manidardır.
Allah Resûlü, davet ve tebliğ çalışmalarında insanlarla olan ilişkisinde hoşgörü ve merhameti daima öncelemiştir. Rahmet Elçisi bu hususta, “Rıfk (zarif davranış) işe güzellik katar, rıfktan (zarafetten) yoksunluk ise, işi kusurlu kılar.” buyurmuştu.87 Böyle buyurduğu gibi buna uygun davranır ve böyle davrananlara da “Yâ Rabbi! Kim ümmetimin herhangi bir işini üzerine alır da onlara yumuşaklık ve güzellikle davranırsa sen de ona güzellik ve rıfkla muamele eyle!” 88 diye dua ederdi. “Allah"ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi.” 89 âyeti, onun bu durumunun en açık deliliydi. Nitekim bir rivayette Sevgili Peygamberimizin Kitâb-ı Mukaddes"teki vasfı da “Şüphesiz o, kaba ve katı kalpli değildir. Çarşı pazarlarda bağırıp çağırmaz. Kötülüğe kötülükle muamele etmez. Bilakis af ve güzellikle muamele eder.” 90 şeklinde ifade edilmekteydi.
Allah Resûlü, davet faaliyetlerinde asla ümitsizliğe ve karamsarlığa kapılmaksızın çalışmalarını sabır, inanç ve kararlılıkla devam ettirmiştir. Yüce Allah, her türlü baskı, zorluk, sıkıntı ve şiddete karşı geçmişteki iyi örnek ve tecrübelerden yararlanması için diğer peygamberleri kendisine örnek göstererek Allah Resûlü"nden daima sabırlı olmasını istemiştir.91 Resûl-i Ekrem de her türlü zorluk ve sıkıntıya sabır ve tahammülle göğüs gererek insanları İslâm"a davet etmeye devam etmiştir. İslâm"a