kolaylaştırayım diye gönderdi.” 6 şeklinde açıklamıştır. Bu güzel hasletleri çevresindekilere de tavsiye eden Resûlullah (sav), bazı emirlerini yerine getirmesi için ashâbından birisini görevli olarak yolladığı zaman, “Müjdeleyin, nefret ettirmeyin! Kolaylaştırın, zorlaştırmayın!” buyururdu.7 Hz. Peygamber, günah olmadığı müddetçe iki durumdan birini tercih ettiğinde daima en kolay olanını tercih ederdi.8
Kur"ân-ı Kerîm"de Yüce Allah, Hz. Musa ve kardeşi Hz. Harun"a hitap ederek, “Firavun"a gidin, çünkü o iyice azdı. Ona yumuşak söz söyleyin. Belki öğüt alır ve korkar.” 9 diye emretmişti. Firavun"a bile “yumuşak söz söylemeyi” emreden bir dinin mensupları elbette bu prensiplerden hareketle bütün insanlara karşı daha bir dikkatli, özenli ve merhametli bir şekilde öğüt vermekle yükümlüdürler.
Vaaz, bir kimseye kalbini yumuşatacak, onu günahlardan uzaklaştırıp sevaba yöneltecek, ilâhî mükâfatı ve cezayı hatırlatarak hayrı, iyiliği ve yararlı işleri yapmayı, haram ve kötülüklerden ise sakınmayı benimsetecek, Allah"a ve Hz. Peygamber"e itaate sevk edecek ve doğru yolu gösterecek güzel sözler söylemektir.10 İrşad ise insanlara doğru yolu göstermek, müminleri dinî görevlerini yerine getirmeye çağırmak demektir.11 “Mevize, zikr, zikrâ, tezkire, nasihat, tavsiye, tebliğ, tezkîr, inzar, tahzir, emir bi"l-maruf ve nehiy ani"l-münker” kavramları, vaaz ve irşadla yakın ilişkisi olan kavramlardır. Allah ve Resûlü tarafından bildirilen doğruları ve güzellikleri anlatmak, öğütlemek, hatırlatmak ve bu bağlamda nasihatte bulunmak, uyarmak anlamlarına gelen “vaaz”, “mevize”12 ve “rüşd” kökünden türeyerek hidayet, doğruluk, isabet, hayır, fayda anlamlarına gelen kelimeler13 ilâhî hitapta da yerlerini almıştır.
Yüce Allah, Kur"an"da, “vaaz etme/öğüt verme” fiillerini, zaman zaman “O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” 14 ve “Allah size ne kadar güzel öğüt veriyor.” 15 şeklinde bizzat kendi zâtına isnat ederek kullanmıştır.Kur"ân-ı Kerîm"de, “öğüt veren” ya Rabbimizin bizzat kendisi,16 ya da onun tarafından gönderilmiş peygamberlerden herhangi birisidir.17 Bu durum, vaaz ve irşad görevinin, temelde, Allah"ın emriyle bir “peygamber mesleği” olduğunu göstermekle beraber bu işi yapmanın önem ve faziletini de ortaya koymaktadır. Diğer taraftan, “Sen öğüt ver/hatırlat! Çünkü öğüt, müminlere fayda verir.” 18 buyrularak vaaz ve irşadın müminlere fayda vereceği de ifade edilmiştir. Nitekim Hz. Peygamber, Müslüman"ın Müslüman üzerindeki haklarını saydığı bir hadisinde nasihat istediğinde ona